Giriş
(8)

okurken zevk alma sebepleri

yuvarlanantencereninkapagi
okuduğunuz şeyden ne sebeple zevk alıyorsunuz? bize zevk veren nedir tam olarak, bunu çözemiyorum. mesela andré gide okurken neden buyuleniyorum, bunu bilemiyorum.üslup bizi neden etkilerempati kurmak etkilenmekte temel nokta olabilir mi?vs. yazar bazında da aciklayabilirsiniz.
okuduğunuz şeyden ne sebeple zevk alıyorsunuz? bize zevk veren nedir tam olarak, bunu çözemiyorum. mesela andré gide okurken neden buyuleniyorum, bunu bilemiyorum.


üslup bizi neden etkiler
empati kurmak etkilenmekte temel nokta olabilir mi?

vs.


yazar bazında da aciklayabilirsiniz.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(25.03.18)
Genel cevap veremem. Sadece kendi sebebimi yazayım. Bana en çok mutluluk veren kısmı öğrenmek.

Kurgu dışı eserler zaten doğrudan bilgiyi veriyor öğrendikçe mutlu oluyorum.

Kurgu eserler ise bambaşka bir evrene bambaşka bir hayata götürüyor beni. Bir müddet kendi sikko dünyam ve dertlerim yerine bambaşka bir dünya öğrendiğim için mutlu oluyorum.

Yeni insanlarla tanışmayı muhabbet etmeyi de mesela bu sebeple çok severim.
0
levpontryagin
(25.03.18)
beni bi şeyler yapmaya teşvik eden kitapları okurken gerçekten zevk alıyorum. ya da yaşamıma dokunan kitaplar. en son çok önce bi kitabı gerçekten zevkle okudum. o da yanılmıyorsam içimizdeki şeytan'dı. kendimden bi şeyler bulmuştum ve zevkle okudum. empati de diyebiliriz bu yönden. steve jobs'ın da biyografisini gerçekten zevkle üç kez okudum, çünkü beni bi şeylere teşvik ediyordu, empati kuracağım hiçbir nokta olmamasına rağmen.
0
mehmed resad
(25.03.18)
Ben de öznel bir cevap vereceğim buna. Olayın kurguya ya da gerçeğe dayanmasından öte benim bakış açımı benden daha iyi şekilde yansıtıyorsa bir eser/çalışma, onu okurken kendimden bir şeyler bulduğum için keyif alıyorum. Misal Dostoyevski okurken -hatta doğrudan bir eserini söyleyeyim, Yeraltından Notlar- oradaki bir karakterin analizi, olaylara bakış açısı, hayata dair genel zihniyeti vs beni çekiyor. Sanki Dostoyevski ile sohbet etmişiz de o benim bu düşüncelerimi, çelişkilerimi veya çıkmazlarımı kağıda dökmüş gibi hissediyorum. Bu da bu eseri benim nazarımda ayrı yere koyuyor. Albert Camus'nün Düşüş'ünü okurken de "Aa, ne kadar da doğru. Niye insanlar olarak böyleyiz acaba?" demişimdir çoğu kez.

Ya da benden iz taşımasa da bir eserdeki hakim olan duygunun sonuçlarını, kendi hayatımda bu denli uç yaşamama rağmen deneyimlemiş gibi oluyorum. Belki Satranç ya da Kumarbaz'daki kadar hırs peşinde olmadım, Kırmızı Pazartesi'deki kadar "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" düsturu ile yaşamadım hiç belki ama bu eserler bende hep farkındalığı daha ileri seviyeye götürdü diye düşünüyorum.


İşte bu saydığım şeyleri başarılı şekilde ele almış ne varsa okurken bana keyif verir. Eğer beklentimi tam olarak karşılamışsa "İyi ki okudum bunu!" diyorum. Kafka'nın bir sözünü görmüştüm bir yerde ve tamamıyla katılıyorum buna:

-Eğer okuduğumuz kitap bir yumruk gibi kafamızda patlamazsa o zaman o kitabı neden okuyalım? ... Ama bize etki edecek kitaplara ihtiyacımız var, tıpkı bize ıstırap veren bir felaket gibi, kendimizden daha çok sevdiğimiz birinin ölümü gibi, bütün insanlardan uzak, sanki ormanlara kovulmuşuz gibi, bir intihar gibi, kitap içimizde donmuş olan denizi kırmak için kullanacağımız bir balta olmalı.
0
m e b
(25.03.18)
İzlediğimiz şeyden aldığımız zevkle hemen hemen aynı. Aralarındaki fark birinde şeyler gözümüzün önündeyken, diğerinde hayal gücümüze bırakılması. Yazarın bir dünyası var ve onu okurken o dünyaya girmiş oluyorsun. O dünyada hiç gitmediğin yerler, hiç tanımadığın insanlar, hiç karşılaşmadığın olaylar ve durumlar var. Bütün bu şeylerin anlatıldığı dilin özellikleri var. O şeyler ve dil, düşüncelerimiz ve duygularımızla etkileşime giriyor ve ne kadar örtüşüyorsa o kadar zevk doğuyor.
0
harvey
(25.03.18)
Yeni bir şey öğrenince zevkten dört köşe oluyorum. Hiçbir şey kuram okurken yazarın açıkladığı bir şeyi anlarkenki hazzı vermiyor bana. O anlama, yazarla hemfikir olma, idrak, tatmin anında serotonin seviyem bende bir anda zirveye çıkıyor. Derhal birileriyle paylaşma hissi doğuyor. Bunu bazen çok kaliteli müzikler dinleyince de yaşıyorum.
0
Amaranta ursula
(25.03.18)
Okurken zevk alip almamam anlatilanla ne kadar ilgilendigime bagli. Roman okumam mesela, dolayisiyla roman okurken zevk almayacagim ne olursa olsun. Hikaye, roman vs. okumadigim icin empati kurma durumum da yok, demek ki etkilenmekte temel nokta degil. En azindan benim icin.
Bana sorarsan senin okudugun hikayelerde gecen hayatlarla alakali zevk alman. Okuduklarinin turlerine bak mesela. Aradigin hayatlar ya da merak ettigin hayatlari okumak hosuna gidiyor olabilir. Ne bileyim yahu..
0
stavro
(25.03.18)
kendimden bir şeyler bulduğumda keyif alıyorum ya da çevremde yaşananları tarafsız aktarınca. ailem köyden şehre göç ettiğinde çok sıkıntı yaşamışlar çektiklerini denk geldikçe anlatırlardı. gazap üzümleri bu yönden keyfin dışında ilgi uyandırmıştı.
0
mceydam
(26.03.18)
benim anlatamayacağım, anlatamadığım veya hep içimde kalmış şeyleri, asla aklıma gelmeyecek kelimelerle süsleyerek anlattıkları ve nerede olursam olayım, hangi zamanda yaşarsam yaşayayım bazı hislerin evrensel olduğunu hissettirdikleri için zevk alıyorum.
0
nice tnetennba
(26.03.18)
(7)

Mütemadiyen huzursuz uyumak, kötü rüya görmek

m e b
Ya ben son birkaç senedir hiç iyi uyuyamıyorum, rüyalarımda hep saçma sapan şeyler için bile cebelleşiyorum, rahat uyku uyuyamıyorum. Yatağım biraz eskidi ama ondan önce sağlam yataklarda da yattım ama hep böyle oldu. Rüyalarımda ya canlı bombadan kaçıyorum, ya bindiğim uçak düşecek gibi oluyor (hiç
Ya ben son birkaç senedir hiç iyi uyuyamıyorum, rüyalarımda hep saçma sapan şeyler için bile cebelleşiyorum, rahat uyku uyuyamıyorum. Yatağım biraz eskidi ama ondan önce sağlam yataklarda da yattım ama hep böyle oldu. Rüyalarımda ya canlı bombadan kaçıyorum, ya bindiğim uçak düşecek gibi oluyor (hiç uçağa binmedim ama hep uçuyorum nedense ve yükseklikten korkuyorum), ya bindiğim feribot batıyor (boğulmaktan korkuyorum), ya elektrik kablosu fırlıyor ve bana değiyor (elektrikten de çok korkuyorum), ya kurşunlardan kaçıyorum ya da sevdiğim birçok kişiyle aptalca bir sebep yüzünden tartışma yaşıyorum ve uyandığımda berbat hissediyorum. İstisnasız hep böyle, hep kötü rüyalar.
Ya bir insanın en rahat ettiği faaliyette bile bir gün yüzü göremez mi?
Sanki biri bana "Rahat uyku uyuma inşallah!" diye beddua etmiş gibi kimsenin de ahını aldığımı düşünmüyorum. Niye böyle ki?
0
m e b
(24.03.18)
Uyku önemli, kalitesiz uyku sağlıklı değil. Bir doktora git hafif, güzel bir ilaç versin, bir süre kullan düzelecektir.
0
i was made for you
(24.03.18)
Uyku apnesi varlığında kabus olayları artabiliyor. Bu anlamda bir araştırma yapabilirsiniz
0
delicevat
(24.03.18)
Osho oku rahatlarsın
0
zifir nikotin karbon
(24.03.18)
tecrübe ettiğim kadarıyla kıçın açıkta kalması durumu gerçek bir durum. ne zaman kötü rüya görsem vücudumun yarısı açıkta ve üşümüş halde oluyor. ona tabi birkaç sene demişsin bundan mıdır bilmem. ortam soğuksa sıkıntı ama.
0
ravenclaw
(24.03.18)
@ravenclaw: Hayır. Yaz kış, hep üstümde battaniye vardır en azından.
0
🌸m e b
(24.03.18)
Yatmadan önce Melisa çayı,lavanta çayı gibi rahatlatıcı caylar işe yarayabilir bi dene istersen
0
ahada nick
(25.03.18)
Sırt üstü yatıyorsanız öyle yapmayın yana dönerek dalın. garip ama ne zaman sırt üstü dalsam kabus görüyorum ben de.
0
nrn
(25.03.18)
(9)

Dünyayı Değiştiren Albümler

joker hakki
https://eksisozluk.com/dunyayi-degistiren-albumler--5602097 Şöyle bir başlık girişiminde bulundum fakat akış içinde yitip gidiyor malum. Sizin de dünyaya öyle ya da böyle bir etkide bulunduğunu, özel bir yanı olduğunu düşündüğünüz albümleri alabilir miyim? İyi akşamlar.
eksisozluk.com

Şöyle bir başlık girişiminde bulundum fakat akış içinde yitip gidiyor malum. Sizin de dünyaya öyle ya da böyle bir etkide bulunduğunu, özel bir yanı olduğunu düşündüğünüz albümleri alabilir miyim? İyi akşamlar.
0
joker hakki
(24.03.18)
www.youtube.com

Nirvana - nevermind
Daft punk - random access memories
Metallica - black veya kill em all
0
bass solo take one
(24.03.18)
Tıraş. Albümler en fazla müzik dünyasını değiştirirler, biraz da modayı etkilerler, fazlası olmaz, keşke olsa.
0
i was made for you
(24.03.18)
The Beatles - Sgt. Pepper's Lonely Hearts Club Band
Pink Floyd - Dark Side of the Moon
Nirvana - Nevermind

Aklıma gelen ilk üçlü bu şekilde. Bir de dünyayı değiştirmeyen ama bence dünya müzik tarihi için büyük bir olay olan Innuendo var.
0
ms brownstone
(24.03.18)
@i was made for you +1
Müzikle yatıp kalıyorum, kulaklık adeta bir organım ama şu ana kadar öyle bir şarkı/albümle karşılaşmadım.
Dahası ne olabilir ki? Ne ölçüde değiştirirler sanat dünyasının ve kişinin iç dünyası haricinde? En fazla gaz verir, moral ve güç verir, depresifliğini hırsa dönüştürür; içinde biriktirdiğini ağlatarak ya da neşe saçarak boşaltmanı sağlar. Olmadı, sebepsiz mutluluk/mutsuzluk sebebi olur. Hele ki müzik gibi müzikal ve anlamsal olarak tam anlamıyla göreceli bir sanat dalının dünyayı değiştireceğini sanmıyorum. Öyle olsaydı eğer Ünzile şarkısı ile çocuk yaşta evlilik biter, They Don't Really Care About Us ile ayrımcılık tam olarak sona erer, Take Me To Church ile cinsel özgürlük sağlanırdı. E, bunlar (Ünzile hariç) tam olarak dünyanın dinlediği en anlamlı eserlerdendi. Şimdiki durum ne? Büyük radikal değişiklikler bu eserlerle mi oldu? Hayır. Dolayısıyla en beğenilen albümlere "Dünyayı değiştirdi yea" demek romantizmden ve haddinden fazla yüceltmekten öte gitmiyor.
0
m e b
(24.03.18)
Nwa - Straight Outta Compton
Pink Floyd - The Dark Side of the Moon
Nirvana - Nevermind
Massive Attack - Blue Lines
0
eazy
(24.03.18)
Mj - Thriller
Metallica - Kill em All

Dünyayı değiştirdi mi bilmiyorum ama müzik dünyasını tepeden tırnağa sarstıkları kesin.
0
ravenclaw
(24.03.18)
Beatles dışında üsttekilerin hiçbirine katılmıyorum. Beatles'ın yaptığı devrimdi
0
turkuaz
(24.03.18)
Dünyayı değiştirmek işin söylemesi eğlenceli tarafı olsa da (yani abartı ihtiva etse de) dünyanın değişmesi insan kültürünün değişmesidir. "Kültürlü olmak" söz öbeğindeki anlamıyla değil, antropolojik bakış açısıyla, kültür kavramı, insanoğlunun ürettiği her şeyin toplamıdır. Ancak bütüncül bir kavrayışla anlaşılabilir. Franz Boas'tan sonra, antropolojide bütüncül, bütünsel yaklaşım gittikçe kuvvetlenmiş ve neredeyse bilimsel bir standart haline gelmiştir. Dolayısıyla, ekonomi kültür fizik hareketlerinden, fizik bilimi yemek tariflerinden, kitleleri harekete geçiren fikir akımları gündelik fıkralardan o kadar da bağımsız kültürel alanlar değildir. Farzı misal Levi-Strauss'un yapısalcı yaklaşımı sayesinde yemek tariflerinden bir toplumun sosyo-ekonomik organizasyonu, sosyo-kültürel organizasyonu hakkında fikir sahibi olunabilir (bkz: Çiğ ve Pişmiş).

Diğer taraftan, bu tipten değişimler, sıklıkla bir insan hayatı boyunca çok da belirgin olarak gözlenemeyebilir ve yine sıklıkla ileri tarihlerden dönüp geriye bakıldığında etkileri ve anlamları daha net biçimde anlaşılabilir. Diyelim ki sanat, sanat dışındaki kültürel alanları etkilemiyor (tekrar altını çiziyorum günlük kullanımdaki anlamıyla kullanmıyorum kültür kavramını) yalnızca sanatın değişik olması total kültürün değişik olması demektir. Kaldı ki sanat, kültürün geri kalanı üzerinde etkilidir. Özellikle teknolojiyle, fikir akımlarıyla, toplumsal hareketlerle bu kadar yakından ilişkili bir sanat dalı, kültürü baya baya değiştirir.

Son olarak, yalnızca dünyayı değiştiren albümleri değil, insanların özel bir yanı olduğunu düşündükleri albümleri de istediğim için, devrim niteliğinde olmayan albümlerin de yazılmasında bir problem olduğunu düşünmüyorum. Aksine böyle gönderilerde insanlar dinleyecek güzel şeyler bulabilir diye düşünüyorum. Umarım bu gönderilerde daha fazla albüm hakkında bilgi sahibi olma şansını yakalarız. Katkıda bulunan herkese teşekkürler. Müzik hakikaten güzel bir şey :D
0
🌸joker hakki
(24.03.18)
never mind the bollocks, here's the sex pistols
kraftwerk - trans-europe express/autobahn
brian eno - discreet music/another green world
the velvet underground and nico
david bowie - the rise and fall of ziggy stardust and the spiders from mars
the smiths - the smiths
the clash - london calling
0
misterturist
(24.03.18)
(13)

Künefenin Yanında Bir Şey İçilir Mi?

lana del rey
İçiyor musunuz?
İçiyor musunuz?
0
lana del rey
(21.03.18)
Hayır. Sonrasinda çay içiyorum.
0
Amaranta ursula
(21.03.18)
Ben çay severim. Ayran içenlere de saygı duyarım.
0
puc
(21.03.18)
Çay
0
i m cool with that
(21.03.18)
Öyle çay insanı değilim pek ama şerbetli tatlılarla çay iyi gidiyor bence. Bu yüzden çay 4 olsun.
0
m e b
(21.03.18)
kunefe yerken bir sey icmem, sonrasinda cay.
0
kuehles blondes
(21.03.18)
Künefe dahil tadı tatlı skalasına düşen yiyeceklerde yanına başka bir tat koymak o tatlının keyfini, doyumunu azaltıyor bence. Hatta sonrasında da bir şey içmezdim o tat ağzında uzun süre kalsın diye.
0
aychovsky
(21.03.18)
su.
0
sen git ben geliyorum
(21.03.18)
Süt.
0
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(21.03.18)
Soda iciyorum, butun tatlilarin yaninda soda iciyorum, cok guzel oluyor, tavsiye ederim
0
yuzır
(21.03.18)
Süt içiyorlar diye biliyorum.
0
birşeylersoracağım
(21.03.18)
İçmem, çok bayarsa üstüne şekersiz limonata içerim.
0
ofkeyle kalkanin yerine oturan yazar
(21.03.18)
normalde şekerli çay içerim ama künefenin yanında içilen çay tabii ki şekersiz olur. ya da su.
0
runagain
(22.03.18)
Süt. Yoksa çay.
0
dedim ben sana
(22.03.18)
(10)

Şimdi bu adam yakışıklı/karizmatik mi?

susadım çeşmeye varmaz olaydım
al pacino'dan bahsediyorum. https://www.youtube.com/watch?v=sKu4OYjzlw8yoksa baba filmindeki rolünden, giyimden, tavırdan mı bu sıfatlar adama miras kaldı. şu tip yolda meşhur olmasa kaç karşı cinsin dikkatini çeker/çekerdi.
al pacino'dan bahsediyorum.

www.youtube.com

yoksa baba filmindeki rolünden, giyimden, tavırdan mı bu sıfatlar adama miras kaldı.

şu tip yolda meşhur olmasa kaç karşı cinsin dikkatini çeker/çekerdi.
0
susadım çeşmeye varmaz olaydım
(21.03.18)
12,5 kişinin dikkatini çekerdi.
0
high hopes of the sozluk
(21.03.18)
adamın karizması var bir kere. yüzü de gayet güzel. ne baba filmi, adamın kaç tane efsane performansı var.
0
nothing in my way
(21.03.18)
çok karizmatik ama yakışıklı değil bence. yolda görsem benim dikkatimi çekmezdi.
0
straight from the heart
(21.03.18)
Ne karizmatik, ne yakışıklı.
Ben de çok şaşırıyorum karizmatik bulanlara.
0
m e b
(21.03.18)
Karizmatik.

Ancak benim için çekici veya yakışıklı kategorisine girmiyor. Dünya ahiret kardeşimdir.
0
i m cool with that
(21.03.18)
Karizmatik. Ve bu bir erkek için yakışıklı olmaktan daha iyi bir şey.

Erkeklerin kadınlardaki güzellik kriterleri kadınlarda erkekler için geçerli değil. Resim gibi adamlar değil karizmatik adamlar daha dikkat çekici.
0
selamun aleykum kitty
(21.03.18)
Bence bu adamın etkileyici yanı gözleri. Hatta gözlerini belertip sabit bakması daha çekici yapıyor, enteresan bir şekilde.
0
uyusam iyi olur
(21.03.18)
Attığın videoda yakışıklı ama Scarface'de bildiğin maymun ama karizma mesela. Değişiyor yani. Şu anda da normal bir dede.
0
i was made for you
(21.03.18)
çirkin karizması var.
0
nice tnetennba
(22.03.18)
yakışıklılığı abartı değil ama karizma on numara.
0
runagain
(22.03.18)
(12)

Şu kelimeleri şöyle yazanlara

deveyi diken adamin ta kendisi
Siz de gıcık oluyor musunuz?orijinal=orjinelfalan=felanmoral=morelAyrıca yaptıydım, ettiydim, gittimdi, geldimdi gibi konuşanlar ve ayrıca yapmış mıydı yerine yapmışmıdı gibi konuşanlar var.Tahammül edemiyorum. Cidden tahammül edemiyorum.
Siz de gıcık oluyor musunuz?

orijinal=orjinel
falan=felan
moral=morel

Ayrıca yaptıydım, ettiydim, gittimdi, geldimdi gibi konuşanlar ve ayrıca yapmış mıydı yerine yapmışmıdı gibi konuşanlar var.

Tahammül edemiyorum. Cidden tahammül edemiyorum.
0
deveyi diken adamin ta kendisi
(20.03.18)
evet sinir bozucu. bir de cümle sonlarına "yav", "yaw" yazanlara uyuz oluyorum.
0
veritaslibertas
(20.03.18)
olmuyorum. sinir olunacak öyle çok şey var ki, bi de bunlara kafayı taksam deliririm herhalde. ne mutlu sizlere.
0
mehmed resad
(20.03.18)
Neden gıcık olayım yav. Eppek felan yazanlara gıcık oluyorum ben. Görünce morelim bozuluyor. Orijinel olmaya çalışıyorlar kendilerince.
0
dissendium
(20.03.18)
pahalı yerine pahallı yazanları dövesim geliyor... pahal ne lan!
0
Tears of Devil
(20.03.18)
Kimlerle diyalog halinizdesiniz siz ya hu? Çevremde hiç öyle biri yok (çevremde çok az insan var). Ama şurada okurken bile rahatsız etti.
0
rahip janick
(20.03.18)
Oluyorum. Ayrıca "Yapıyor olacağım." türü şirket Türkçesi türevlerine de uyuz oluyorum.

Eppek de çok fena.
0
monogram
(20.03.18)
ğ harfini bilmeyenler de var. beyendim, eylenceli. gerçekten çok sinir bozucu.
0
booty hunter
(20.03.18)
birinci kısım (orijinelli olan) sakat fakat ikincisi (yaptıydımlı olan) değil. siz gıcık olabilirsiniz fakat pek çok ağız için normal bu, kurallı bir kullanım yani.
duyuru bile "gönderiye" derken!
0
hicazkar
(20.03.18)
bülent ersoy'la arkadaş değilim :)
0
burya
(20.03.18)
Eppek ne ya? Bu yazilanlarin arasından sadece yaw'i kullaniyorum bazen, onu konuşma dilindeki şaşirma ünlemini whatsapp gibi resmi olmayan yazilarda en iyi o şekilde karşıladığını düşündüğüm için. Mesela ilk cümlemi eppek ne yaw diye yazmak daha iyi karşılıyor aklimdaki ifadeyi.

Ben en çok yapmaya yerine yapmağa diyenlere(eskiden doğruymuş ama artik değil ve çok kulak tirmalayici) bi de genç, elli gibi sözcükleri açık e ile geanç şeklinde okuyanlara uyuz oluyorum. Hatta üniversitedeki ilk haftamda adanali bi arkadaşım benzer sözcüğünü öyle bi açik e ile okumuştu ki kalp krizi geçiriyodum, işin ilginci normal olmadığının hiç farkina varmamişti o zamana kadar.
0
nundu
(20.03.18)
Öğrenememiş olabilirler. Bir kere veya 2. kere uyarırsın düzeltmiyorsa gıcık olursun. Oğlumun ilk okul öğretmeni "koridor" kelimesini "kolidor" diye yazıyordu. bu yüzden bütün sınıf kelimeyi yanlış öğrendi. Bu çocuklara gıcık mı olalım ellerinden mi tutalım?
Konuşmalar ise genellikle yerel motiflere işaret ediyor. Özellikle bu tarz konuşmaları düzeltmeye çalışmayan gençleri tuhaf buluyorum.
0
delicevat
(20.03.18)
-Orjinal
-Morel
-Muhattap
-Entellektüel
-Kollektif
-Venezüella/Venezuella
-Direk
-Espiri
-Baya
-Miğde
-Yanlız
-Yalnış
-Deymek/deyil/diyer
-Hakketmek/haketmek
-Her hangi bir şey/her hangi birşey/herhangi birşey
-Klüp/klüb/club
-Cafe
-Lokasyon/prezentasyon/ignore etmek/save etmek/like atmak/prezentabl/ok/lol
-Farkettimki benim ki ev de kalmışda senin kini bari alıyım/kullanıyım/getiriyim dedim.


Ve daha bir sürü örnek...
Yazarken bile epey cebelleştim çünkü telefon klavyesi bile ısrarla doğrusunu yazıyor, yanlış yapmana da izin vermiyor. Uyarınca da sinirleniyorlar.
0
m e b
(21.03.18)
(3)

bazı insanları görünce neden heyecanlanıyoruz?

for day to break
böyle insanlar var hayatımda, onları görünce böyle mutlu oluyor gibi ama mutlulukta denmez garip bir heyecan hissediyorum size de oluyor mu?
böyle insanlar var hayatımda, onları görünce böyle mutlu oluyor gibi ama mutlulukta denmez garip bir heyecan hissediyorum size de oluyor mu?
0
for day to break
(18.03.18)
İşte bunlar hep sevgiden. Ne kadar da güzel bir his, değil mi? :)
0
m e b
(18.03.18)
adrenalin salgılanıyor, önlerinde en iyi halimiz olmak istiyoruz, o yüzden salgılanıyor.
0
binder dandet
(18.03.18)
Özlediğim insanlarla görüşünce benzer hislere kapıldığım oluyor.
0
pike
(18.03.18)
(4)

Yazar böyle mi olunuyor?

1adam
Arkadaş hesabı açmış ve ilgilenme işini bana bırakmıştı. Sıralama artık yok ve mod tarihçesinde:-çaylak @nick, algoritma onayıvar.
Arkadaş hesabı açmış ve ilgilenme işini bana bırakmıştı.
Sıralama artık yok ve mod tarihçesinde:
-çaylak @nick, algoritma onayı

var.
0
1adam
(18.03.18)
dolandırıcılara dikkat etmek lazım güvenmeyin böyle laflara yazar oldunuz diye sms gelmesi lazım telefona.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(18.03.18)
Evet. Benim de o şekilde olmuştu.

E-postaya da bilgilendirme gidiyor tabii "Artık yazar oldun, hadi hayırlısı olsun." minvalinde.
0
m e b
(18.03.18)
evet böyle olunuyor. nur topu gibi bi yazarınız olmuş.

ed: bana mail falan gelmedi. girdim yazardım. böyle şeyler beklemeyin. onay varsa olmuşsunuzdur hoparlöre ezan okuyup üç kere nick'inizi fısıldayın.
0
mehmed resad
(18.03.18)
ah mehmed resad, ah!..
0
attirmayin makedonun kafasini
(18.03.18)
(4)

usb+kart okuyucu?

alttaraf
selam,uzun yol maceram icin usb+kart okuyucu ozellikleri ihtiva eden birsey lazim, urunlere bakiyorum ya kart okuyucu var ya usb, kart okuyuculu usb gibi birsey yok mu, cok mu sey istiyorum?yani tam olarak istedigim mesela 32 gb hafizali usb olsun ama ayni zamanda microsd card okuyucu girisi de olsu
selam,
uzun yol maceram icin usb+kart okuyucu ozellikleri ihtiva eden birsey lazim, urunlere bakiyorum ya kart okuyucu var ya usb, kart okuyuculu usb gibi birsey yok mu, cok mu sey istiyorum?
yani tam olarak istedigim mesela 32 gb hafizali usb olsun ama ayni zamanda microsd card okuyucu girisi de olsun?
yok mu boyle bisey?
0
alttaraf
(18.03.18)
Soru o kadar karışık ki anlamadım. 32 GB belleğe sahip ama aynı zamanda SD kart yuvası da olan flash bellek mi istiyorsunuz yoksa doğrudan sadece USB bağlantolı SD kart okuyucu mu? İlkini hiç duymadım ben. İkincisi ise eğer, bende vardı, kullanıyordum. Hatta şöyle bir link var:
www.hepsiburada.com
0
m e b
(18.03.18)
ben anladim ama oyle bir sey gormedim acikcasi. kart okuyucu zaten 5 liraya alinabilen bir sey.

ikisine ayni anda niye ihtiyac duyuyorsun ki?
0
supergirl
(18.03.18)
soyle soyleyeyim, ikisine ayni anda ihtiyac duyuyorum, cunku ikisini de ayri ayri veya birlikte kullanma ihtiyaci olabiliyor, benim muzik arsivi kartta, ama kart hafizasi sinirli, usb ye de film+dizi falan atip uzun yolculuklarda combo yaparim diye dusundum ama sanirim mumkun degil,
tesekkurler
0
🌸alttaraf
(18.03.18)
Onun için iki tane hafıza kartı al işte. Birine müzik öbürüne başka şey at

Ya da büyük kapasiteli al. Klasör oluştur
0
efruz
(18.03.18)
(6)

YK kuryesinin amacı nedir?

efreet sultan
İşyerinin yakınında bi YK şubesi var. Kargocu ara sıra kargo getirdiği için "selam nasılsın" şeklinde bir muhabbetimiz oluyor. akşam instagram'dan istek yollamış bana. whatsapp'tan da şu şekilde bir konuşma geçti:+ hayırlı akşamlar- hayırlı akşamlar+ Nasılsınız efreet bey- Teşekkürler siz nasılsınız
İşyerinin yakınında bi YK şubesi var. Kargocu ara sıra kargo getirdiği için "selam nasılsın" şeklinde bir muhabbetimiz oluyor.

akşam instagram'dan istek yollamış bana. whatsapp'tan da şu şekilde bir konuşma geçti:

+ hayırlı akşamlar
- hayırlı akşamlar
+ Nasılsınız efreet bey
- Teşekkürler siz nasılsınız
+ İyiyim sagolun, Rahatsız etmedim umarim. Bugün size bı paket gelmişti orda vardı numara almak istedim kizmazsaniz
- Buyrun bir şey mi soracaktınız?
+ Bişey sormak değil kaydetmek istedim. Kapıdan 1 2 saniye gorebildim sizi. Konuşamadık bugun.

hiç sevmem bu tarz işleri. erkek olarak acayip rahatsız oldum. daha bir şey yazmadım lavuğa. bana mı yürüyor ne.

hayır devam ederse gidip yk şubesine "çalışanınız paketlerin üzerinden numaraları alıp yazıyor, instagram'dan ekliyor. zaten imajınız berbat daha sıçmayın" diye uyarayım diyorum. tamam görünce selam veriyoruz da iki yüz verince hemen ahbap mı olacağız? bu her kargo teslim ettiği kızı da ekliyordur herhalde.

çok mu art niyetliyim yoksa?
0
efreet sultan
(15.03.18)
İnanma kargo paketini açacak.
0
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(15.03.18)
belki işinizle ilgili birşey danışacaktır. bilemedim bende...
0
false pretension
(15.03.18)
Ya iş ariyor, ya da iş atiyor.
0
ykyt
(15.03.18)
Bunu yapan kadın olsaydı da şikayet etmeyi düşünür müydün?

En kötü ihtimalle adam şansını denemiştir. Bunda ne var ki? Reddersin, olur biter. Hatta "Ulan hemcinsimi bile cazibemle etkilemişim." diye sevinilecek bir durum bence :D
0
m e b
(15.03.18)
Adam 1-2 selam verdi veya fazla samimi oldu diye işten mi attırmaya çalışacaksınız? Bu fazla kötü niyetli bir tepki değil mi? Konuşmak istemiyorsanız soğuk davranın, yanıt vermeyin, bloklayın ya da "müsait değilim, meşgulum" vs deyin, o gider zaten.
0
mikro patlama
(15.03.18)
Sadece kaydetmek istedim diyerek tam sinirda birakmis. Olur da devam ederse duruma gore tavir takinin. Simdilik bisey yok gibi, abartmayin. Ha normal mi? Degil :)
0
brkylmz
(16.03.18)
(18)

Kitap okuma orani bu kadar düşükken bu ülkede kitaplar niye bu kadar pahalı

Amaranta ursula
Merhaba Unesco' nun kitap okuma sirasında 86. sıradayız. Ülkede kitap okumayan çok ciddi bir oran var. Hatta okuyanla dalga geçen büyük bir kesim var. Tüm bunlara rağmen kitaplar neden bu kadar pahalı? Hani arz-talep meselesi?
Merhaba

Unesco' nun kitap okuma sirasında 86. sıradayız. Ülkede kitap okumayan çok ciddi bir oran var. Hatta okuyanla dalga geçen büyük bir kesim var. Tüm bunlara rağmen kitaplar neden bu kadar pahalı? Hani arz-talep meselesi?
0
Amaranta ursula
(15.03.18)
Okunmuyor diye ucuza mı satılmalı? Böyle bir oran kurmak yersiz olur emek verilen şeyler konusunda.

Bu arada kitap okumak hakkında katılmıyorum bu genel geçer görüşe. Roman okumanın dizi izlemekten çok da büyük bir kişisel artısı olduğunu düşünmüyorum.
Konu hakkındaki detaylı görüşüm de budur: eksisozluk.com
0
bos gezenin bos ustasi
(15.03.18)
Ben pahalı bulmuyorum açıkçası, Allah de ötesini bırak, Allah ister her şey olur, Allah ol dedi arkanı dön çık gibi saçma sapan kitaplara istenen fiyatları ve türbanlı tüm vücut hatları belli suratında bir kilo makyaj olan kesimin bunları birinci sıraya taşıdığı bir pazarda kaliteli yayınlar ucuza bile satılıyor.
0
gozu acik sevisen yahudi
(15.03.18)
Okunmuyor diye ucuza mi satilmali +1

Cok kitap okunmamasinin o kitap ortaya cikarkenki masraflara/sureclere bir etkisi yok.
0
kuehles blondes
(15.03.18)
matbaacı bir arkadaşım kağıt fiyatlarının artışından bahsetmişti. bir sebebi bu olabilir. bir de yayınevlerinin güttüğü fahiş kâr politikasının da elbet bir etkisi vardır. çünkü bazı kitapları dikkatle takip ediyorum, özellikle bilimsel olup halka fazla hitap etmeyenleri inceliyorum. bir sene içinde yarı fiyatına düşmeyen yok gibi. yayınevlerinin zarar ettiklerini de düşünmüyorum. kârlarını azıcık azaltsalar kitaplar bu fiyatlara olmaz diye düşünüyorum.
0
mftdret
(15.03.18)
okunmuyor diye daha ucuza satmak mantığını uygulamak mümkün değil. yazar, yayınevi, son satıcı ne kazanacak o zaman bir adet kitap satışından?

ayrıca ben pahalı olduğuna inanmıyorum. özellikle almanya ve isviçre'deki kitap fiyatlarını görünce, hele alanımdaki kitapların fiyat etiketleriyle bakışınca, bu gerçeği kabullenmek durumunda kaldım. tek maaşımla maksimum 6-7 adet kitap alabileceğim durumlar söz konusu, o kadar diyeyim. hatta birkaç yabancı arkadaşım bizdeki kitapların ne kadar uygun olduğundan dem vurup çok şanslı olduğumuzu ifade etmişti. çok da genelleyemiyorum tabii, benim gördüğüm örnekler sınırlı o açıdan.
0
treamorg
(15.03.18)
ebookdepository, amazon gibi siteler ile kiyas yapinca epey ucuz oldugunu dusunuyorum ben.
0
babilbaligi
(15.03.18)
ne ucuz ki kitap pahalı diye şaşıyorsunuz.
0
susadım çeşmeye varmaz olaydım
(15.03.18)
kitaplar pahalı değil biz fakiriz. 30-40 lira öğle yemeğine veriyoruz nihayetinde. kitaba da verilir. iki katı bile verilir.
0
alperz
(15.03.18)
Kitap fiyatları nasıl pahali değil arkadaşlar? Ben niye 5-10 liraya orjinal kitap bulamıyorum bunu gerçekten merakimdan soruyorum. Ince hikaye tarzi kitaplar belki o kadardir ama azicik hacimli kitaplar 20 kusurdan aşagi değil.

Bunlar sepetimde olan ve fiyatlarinin düsmesini bekledigim kitaplar kaldi ki hiçbiri "bana göre "ucuz değil.
Ulusların düşüşü -daren acemoğlu -25,90
Paradigmanin iflasi-fikret baskaya-30
Bir gün tek başına vedat türkali -40
Görülmeyen adam-ralph edison-27
Cereyanlar-tanil bora- 47
Saatleri ayarlama Enstitüsü -24
Ince memed serisi- 97
0
🌸Amaranta ursula
(15.03.18)
pahalılık alım gücüyle alakalı bir şey. sorunun doğru cevabı için "bir kitap basmak kaça mal oluyor" sorusunu araştırmalısınız. 20 bin adet kitap basmanın kaça patladıgını bir araştırın; neden 5-10 TL 'ye 300 sayfa kitap alamadıgınızı anlarsınız. mazot ithal, kağıt ithal, mürekkep ithal. dolar 5 yılda 2'ye katlamış. doğal olarak 5 yıl önceki kitap fiyatları da 2'ye katlıyor.
0
507
(15.03.18)
arz talep öyle bi şey değil :/

zaten çok kitap satılsa daha ucuz olacak kitaplar. ya da şuan devlet sübvanse edecek zorla düşürecek fiyatları.
0
ghilleinthemist
(15.03.18)
Arz-talep denge noktasi bu fiyatlar demek ki.
0
stavro
(15.03.18)
Yav o değil de madem kitap satılmıyor bu ülkede nasıl her avm'de D&R var ben onu anlamıyorum kirası az uz değil oraların.
0
i was made for you
(15.03.18)
kitap fiyatlarının okuma oranıyla hiçbir alakası yok. kağıt fiyatlarının artışıyla da hiçbir ilgisi yok. telif, basım hakkı, maliyet falan filan de değil. bunun tek sebebi yayıncılık politikası. 90'ların başında yayın işine giren banka fonları,vakıfları bile kar üzerine kar yapmaya başladı. tek bürosu ve 5-6 çalışanı olan butik yayınevleri bile 100 yılık yayınevleriymiş gibi davranıyor. sorduğunuz zaman çeviri, illüstrasyon,vergi, büro giderleri gibi sebepleri öne sürüyorlar. ve her şeyden önemlisi rekabet yok. 4-5 yayınevi dışında birçoğu kopya ve çöp içerikler basıyor. o yayınevleri de yeniliğe kapalı. sürekli tekrara düşüyorlar. (iletişim'i bu konuda ayrı tutuyorum)

çevirmen kazanmıyor.
kapak tasarımcısı, grafikçi kazanmıyor.
yazar az uz kazanıyor.
devlete giden verginin fiyatlar yanında hiçbir değeri yok.
verdikleri telifler çok komik ücretler. zaten telif- baskı arasında doğrudan bir ilişki var. biz telifi alıyoruz satmıyor gibi bir durumda da söz konusu değil.

işin özü herkes kendi emeğini olması gerektiğinden pahalıya satıyor.emek demek de doğru olmaz aslında. kendi işini pahalıya satıyor. bu işi kaliteli ve ucuz yapmaya çalışan butik yayınevleri de bir süre sonra "bir keriz biz miyiz?" diyerek vazgeçiyor. geçmişte çok örneği vardır.
0
mind mischief
(15.03.18)
kitaplar pahalı değil bence ortalama 100 sayfalık bir kitap 3 lira, 300-400 sayfalık bir eser 10-15 lira; bir kahve parası bile değil.

Nereden bakıyorsunuz bilmiyorum ama yazdığınız iki kitabı da dediğiniz fiyatların çok altında buldum, diğerleri de daha ucuzdur muhtemelen, arayınca bulunuyor bence.

www.idefix.com

www.dr.com.tr


Ayrıca bugün idefix'de sepette %10 indirim var, madem ucuza bulamıyorsunuz biz söyleyelim.

Son olarak kitabın alıcısı var, düzenli kitap okuma oranı %50 civarı, yani yok değil.
0
gezegen olan pluton
(15.03.18)
Burada kitap fiyatlarını pahalı bulamayanları görünce epey şaşırdım. Gerçekten nasıl pahalı değil ya? İş Bankası haricinde kalburüstü yayınevlerinin klasikleri bile o kadar pahalı ki zannedersin hala telif ödüyorlar. Bir yazar, bunun arka planında dönen olayları paylaşmıştı Ekşi Sözlük'te. Kitabın yazarı bile çok cüzi miktarda kazanırken yayınevlerinin kan emiciliği yüzünden kazıklanıyoruz hep.
0
m e b
(15.03.18)
Kim kazanıyor bilemem de baktım şimdi öylesine aklıma geldi.

Stephen Hawking - Zamanın Kısa Tarihi türkçe hb fiyatı 12 lira
(1 porsiyon yemekten ucuz)

Aynı kitap isveççe hali 111 kron yani 52 lira.

Hadi amerika fiyatına da bakalım
6 dolar diyor 23 lira yapar.

Ülkemiz fakir kardeşim kitap ucuz yoksa.
0
bos gezenin bos ustasi
(16.03.18)
bu arada Türkiye'de aslında kitap okuyan kesim için okuma oranı düşük değil. fakat ortalamayı düşüren bir grup var, hiç okumayanlar. Yani ülkece bazı şehirler hiç okumuyor, bazı şehirler avrupa ortalaması civarında okuyor.

bu yüzden de yaşadığınız yerde ne yana baksanız kitapçı görürken, kitabevi olmayan şehirler olmasına şaşırıyorsunuz.

yoksa kitap pahalı değil, biz fakiriz.
0
babilbaligi
(16.03.18)
(3)

ios tan android e whatsapp görüşmelerini aktarma

atcapar
samsung aldım iphone daki whatsapp mesajlarını samsung telefonuma nasıl atabilirim?
samsung aldım iphone daki whatsapp mesajlarını samsung telefonuma nasıl atabilirim?
0
atcapar
(14.03.18)
yanlış bilmiyorsam bunu aktarmak için senin bir şey yapmana gerek yok.
yeni telefonuna whatsapp'ı kurduktan sonra eski mesajları yükleyeyim mi diye bir şey soruyor ona evet de gelsin
0
kapitalist karinca
(14.03.18)
ios'te WhatsApp neye yedekliyor sohbeti? Android, Google Drive'a yedekliyor ve yeni cihaza kurulum yaparken Drive'dan alıyor yedeği.
0
m e b
(14.03.18)
bildiğim kadarıyla malesef mümkün değil iki platform arası whatsapp geçmişi. en azından 7-8 ay önce mümkün değildi. Paralı bir uygulama falan var deniliyordu, bayyağı araştırdım yabanacı forumlarda falan ama sonuç alamadım
0
nickfury
(14.03.18)
(5)

Apple'dan hatalı mail

Wolfware
Selamlar. Biraz önce mailime appledan bir mesaj geldi. Clash of clans oyununu aldığım için teşekkür etmil fakat ben böyle bie oyun almadım. Alınan telefon olarak da iphone diyor fakat ben yada ailem iphone kullanmıyoruz. Acaba biri kartımdan alışveriş mi yaptı diye düşündüm fakat kartımda limit yok.
Selamlar. Biraz önce mailime appledan bir mesaj geldi. Clash of clans oyununu aldığım için teşekkür etmil fakat ben böyle bie oyun almadım. Alınan telefon olarak da iphone diyor fakat ben yada ailem iphone kullanmıyoruz. Acaba biri kartımdan alışveriş mi yaptı diye düşündüm fakat kartımda limit yok. Neden gelmiş olabilir bu mail?
0
Wolfware
(13.03.18)
Apple'dan gelmemiş olabilir.
0
archmage mahmut
(13.03.18)
güzel bir sazan.avi olabilir. apple'dan geldiğinden emin misin? gönderenin mail adresi vs düzgün mü?

kredi kartından kesinti olmadıysa direkt sil bence o mailleri. bi linke falan basıp da şifreni vs girme.
0
washe
(13.03.18)
Bence de apple'dan gelmemis olmasi yuksek ihtimal. 498 aliciya gonderilmis e-mail gibi gorunuyor.
0
lamira
(13.03.18)
Yanlış hatırlamıyorsam buradan bir kullanıcı da (hatta @kobuzchu kiz idi zannedersem) aynı tarzda bir e-posta almış ve işlemi iptal etmeye çalışınca kötü şeyler olmuştu. Geçen hafta açılmış bir duyuru idi. O tarz bir şey olabilir.
0
m e b
(13.03.18)
Bana da geldi. Olta atıyorlar. İtiraz linkine tıklayınca başka siteye yönleniyor. Apple bilgilerini çalmak için herkese gönderiyorlar
0
efruz
(14.03.18)
(27)

Sevgilinize gelen mesaja nasıl tahammül ediyorsunuz ?

tekil3.şahıs
Hemcinslerim, baylar ! Sorum size. Kız arkadaşınız kurumsal bir işyerinde çalışıyor olsa ve yaka kartından ismini soyismini aratıp özelden mesaj gönderseler ve sizinle her şeyi paylaştığı için bu durumdan da haberiniz olunca ne yapıyorsunuz ?Ben hepsine ulaşıp, karşılıklı küfürleşiyorum. Ben de mi a
Hemcinslerim, baylar !

Sorum size. Kız arkadaşınız kurumsal bir işyerinde çalışıyor olsa ve yaka kartından ismini soyismini aratıp özelden mesaj gönderseler ve sizinle her şeyi paylaştığı için bu durumdan da haberiniz olunca ne yapıyorsunuz ?

Ben hepsine ulaşıp, karşılıklı küfürleşiyorum. Ben de mi anormallik var, bu durum gayet normal mi, engelle geç.demek kadar kolay mı ? Yorum alabilir miyim ?
0
tekil3.şahıs
(13.03.18)
Sevgilinizin yaka kartında "tekil3.şahıs ile sevgiliyim" de yazıyor mu? Yazıyorsa ve ona rağmen tanışma mesajları atıyorlarsa anormal olanlar karşı taraf.
0
m e b
(13.03.18)
Sevgilisi olduğunu nerden bilecekler?
0
brad pitt
(13.03.18)
erkek arkadaşım beni özellikle taciz ve ısrar gibi bir durumla rahatsız etmeyen kişilerle, benim de kendisinden güvenlik için yardım istemediğim bir konuda ("bu adama defalarca beni aramamasını söyledim, hala arıyor, çok rahatsız oluyorum"), özellikle iş konusunda yüz yüze geldiğim insanlara küfretse tam bir iletişim yoksunu, kaba, korkutucu bir insan olduğunu düşünürdüm. Aslında daha direkt ve kaba bir kelime kullanmak istedim de, ayıp olmasın diye demiyorum.
0
sopiro
(13.03.18)
Sevgilim çok güzel bir kız dolayısıyla peşinden de ayrılmıyorlar. Ben genellikle şiddete başvuruyorum.
0
yavru tosun
(13.03.18)
Burada kız arkadaşının tutumu önemli, eklemeye çalışanlarla muhattap olmadan engelleyip geçiyorsa sıkıntı yok. Kız facebook'unun, instagram'ının vs. genel sıkıntısı. Y**şak çok.

worklovebalance.files.wordpress.com

Küfürleşerek kendi sinirlerini yıpratırsın, senin müdahil olman gereken bir ısrar, rahatsızlık verme durumu olursa devreye girersin. Olay ilk aşamada kız arkadaşında bitiyor.
0
kimlanbu
(13.03.18)
Kiz arkadasiniz bu istekleri rahatlikla geri cevirebilir, sizin korumaniza ihtiyaci oldugunu sanmiyorum. Ha buna ragmen taciz boyutuna gelecek ya da rahatsiz edici icerikler varsa ve israr ediliyorsa o zaman sizden yardim istemiş olarak algilamanizi ve bir seyler yapmanizi anlarim. Bence evet sizde anormallik var (bunu turkiyedeki erkek portfoyune gore soylemiyorum, sahsi fikrim)
0
her giriste sifresini unutan adam
(13.03.18)
Öncelikle ilişkilerde bu tarz olayların haber verilmesi zorunlu olmasa da iyidir. Öteki taraftan mesaj atılan kişi ilişkisi olduğunu belirtip nazikçe reddettikten sonra karşı taraf ısrar ediyorsa duruma göre dahil olunup ağıza sıçılabilir.

Sevdiğiniz insanları korunacak bir obje veya sahip olarak değil, zor anında yanında durulacak güçlü bir birey olarak görmeniz dileğiyle.
0
cleric
(13.03.18)
hemcinslerinize sormuşsunuz ama kayıtsız kalamadım. Durumla kız arkadaşınız ilgilenmeli gelen mesajlara cevap vermemesi, ya da erkek arkadaşı olduğunu söylemesi yeterli olacaktır. Ha olmuyor ısrar ediyorlarsa kendisi bir güzel engelleyebilir. İş yerinde rahatsız edilme durumları varsa bunu amirlerine bildirebilir. Yani konu size gelene kadar ohooo aşırı sahiplenme iki tarafı da bir süre sonra yorar. Yapmayın.
0
susano o
(13.03.18)
ben anlatıyorum hatta ss yolluyorum dalga geçip gülüyoruz.
0
suicides underground
(13.03.18)
evliliğin güzel yanı, kimse o yüzüğü görünce muhattap olamıyor :)

eskiden napıyordun dersen hatunun durumu idare etmesine göre müdahil oldum. genelde ilk sevgilim var bildirisinden sonra geri çekildi karşı taraf. hiç öyle ısrarcısına rast gelmedim.
0
hosein
(13.03.18)
her giriste sifresini unutan adam +1
0
fotrsapka
(13.03.18)
Haydar ile ziyarete giderim, lafla olmaz çünkü
0
Uncle Sam
(13.03.18)
Candan yürekten sevmenin evlenmeden bir anlamı yok. Evlenirsen başın çok daha az ağrıyacak halbuki.
0
1adam
(13.03.18)
parmağında yüzük olmayan insana yazılır. ben görsem kız arkadaşını ben de yazarım.
ciddi iseniz tak bir nişan yüzüğü anneler tanışsın, hoşlaşmazsanız atarsınız.

bir insan yüzüğü görüp hala yazıyorsa o insan aranıp sövülür.
0
güneyli çocuk
(13.03.18)
iki sevgilim oldu, ikisine de mesajlar gelip gitti. ikisi de "lesmiserables'ciğim, mesajlara baksana ya, rahatsız ediyorlar" falan dedi.

ikisine de "konuşmak istemiyorsan engelle" dedim.

hatta ilk sevgilime eski arkadaşlarımdan olup samimi olmadığım kişilerden yazanlar bile oldu.

cevap verip ben niye müdahil olayım?
sevgilime güvenmiyorsam niye birlikteliğe devam edeyim?
0
lesmiserables
(13.03.18)
ufak tefek ilgileri anlatmaya gerek yok. niye anlatıp suyu bulandırayım ki. taciz boyutuna taşınmadığı sürece anlatmazdım, her şeyi anlatarak kız arkadaşınız yanlışı başta yapmış. engelle geç diyerek geçin napacaksınız ki o kendisi hayatında biri olduğunu söylemedikten sonra. sizlik bir olay yok burada.
0
cabiday
(13.03.18)
radorecdn.pckolog.com

şöyle bişey iş görür. içerik size kalmış.
0
elorelia
(13.03.18)
tek taşı tak gör bak bi daha yazan oluyo mu
0
lcha
(13.03.18)
Tektaş çözüm
0
gozu acik sevisen yahudi
(13.03.18)
seni kıskandırmaya, pazar değerini yükseltmeye çalışıyor. sen seninle her şeyi paylaştığını sanmaya devam et, ancak canının istediklerini paylaşıyor.
0
lilyb
(13.03.18)
umutko+1

Çok net söylüyorum, böyle bir şeyi bana yaptıklarında zaten "erkek arkadaşım var" derim ve olayın önünü kendim keserim. Diyelim ki sevgilime anlattım, konuyu zaten çözüldü olarak anlatırım. Konu çözüldüğü halde sevgilim iş arkadaşımla küfürleşirse sevgilimi bir güzel haşlarım. Benim itibarım öncelikle benden sorulur.

Öte yandan adam çamur çıkar yapışır, o şirketin insan kaynakları vs. etkisiz kalır, e o zaman elbette müdahale edebilir, etsin de zaten. Ama olay o noktaya gelmemişse durumu olduğundan ciddi bir hale getirmeye gerek yok. Hem kendinizi hem de kız tarafını çomar gösteriyor bu küfürleşmeler.
0
SiyamkedisiZorro
(13.03.18)
SiyamkedisiZorro cok güzel anlatmis.
0
chitosan
(13.03.18)
bence o kızdan ayrıl.

gün gelirde olursa; iş arkadaşıma küfür ettin diye sana ters yapacak kızla aynı cennete bile girme.
0
susadım çeşmeye varmaz olaydım
(13.03.18)
sopiro + 1
Böyle durumları sevgilime anlatırım, çünkü sonradan bir olay olursa veya bir şey olur da iş büyürse bir başkasından duymasını ya da “Şimdi mi söylüyorsun” demesini istemem. Aynı şekilde, biri ona yavşarsa bana anlatmasını beklerim. En fazla “Hahayt yolarım. Kafa derisi kemerimi süsler, ugh” diye dalga geçerim zaten.

Sevgilimden özellikle yardım istememişsem, iyice zor durumda degilsem, gidip işyerinde beni zor durumda bırakacak bir şekilde küfrederse bir daha yüzüne bakmam sanıyorum. Kolay bir ayrılık çeşidi olur.
0
aychovsky
(14.03.18)
İlk olarak ilgi görmek normal bir durum.

Çözüm önerisi olarak bu tarz kimselerle daha az karşılaşmak için

1- Birlikte kafaları yapıştırıp bir selfie çekin. Onu koyun sosyal medya hesaplarınıza.
2- Gerçek hayatta da (işi resmileştirmek şart olmadan) karşılıklı sağ veya sol yüzük parmaklarınıza birer düz yüzük geçirebilirsiniz.

Ben şimdiye kadar yukarıdaki iki yöntemi de denemedim. Buna rağmen kız arkadaşlarımdan sadece biri (ve en uzun süren ilişkim de buydu zaten) bana bir kere böyle bir olayı yansıttı. Aramızda derin bir güven vardı, fakat 'herhalde o zamana kadarki en ısrarcı kimse buydu, kendi de benim kadar ikna kabiliyeti yüksek biri olmadığından bana yansıttı' diye düşündüm. Esasen nedir ne değildir bilemiyorum. O anda kimseyi de sorgulamadım. Attığı mesajların üzerine adam bir de aradı. Aradığında telefonu ben açtım. Küfür geçmedi. Karşıdakine konuşma fırsatı da vermedim. Adam ikna oldu ki bir daha da aramadı.

Böyle durumlarda @aychovski'nin dediği gibi olayın “Şimdi mi söylüyorsun”a gitmesi güven açısından pek iyi olmaz. Öte yandan bu mesele rapor vermeye de dönüşmemeli. Benim kafamı sabah akşam meşgul eden/bozan kimseyle rahat edemem ben.

Birlikte olduğun kişiye saygı meselesi aynı zamanda. Israrcı biriyle karşılaşsam kendim de haberdar ederdim kız arkadaşımı ki birilerini kıskandırmak ya da beni kıskandırmaya çalışacak biriyle olmak da bana göre değil zaten.

Özet: Biriyle birlikte olduğunu göstermesi lazım kişinin. Buna rağmen adım atan ve/veya ısrar eden kimseler olursa uygun dille olayı açıklamak gerek.
0
idexo
(14.03.18)
umutko ve siyamkedisi +1

Keşke tüm kadınlar da birer birey olduklarını kavrasa, bazı şeyleri kendilerinin de halledebileceğini idrak etse ve böyle düşünse de sorun çıkarmaktan ziyade sorun önleme/çözme odaklı olsalar...

Bunlara ilaveten, bunları anlatmasın kısmına da karşıyım. Paylaşım ve bu tür şeyleri bilmek de önemli. Ama bunu anlatırken de bitmiş, çözülmüş şekilde anlatmış olması önemli. Yoksa umutko'nun dediği tipe girer bu tür kadınlar. O da zaten çok çiğ bir karakteri var anlamına gelir büyük ihtimalle.
0
skooma
(14.03.18)
engelle geç diyeceksin hacı başka ne yapacaksın, konuşmaya kalksan bitmiyor bu gördüğü kıza yavşayan yaşam biçimleri.
0
Apocalypse
(15.03.18)
(6)

yılan hikayesi kürşat

charlotte blanc
merhaba gençleriki sorum olacaktı1- yılan hikayesi dizisindeki kürşat neden çok başarılı bir villain sizce ? sizn aklınızda yılan hikayesi kürşata dair ne kaldı ? 2- türk dizisinden bir tane türk filmlerinden bir tane sevdiğiniz villain örneği verir misiniz ? bir de neden sevdiğinize dair ufak bir a
merhaba gençler

iki sorum olacaktı

1- yılan hikayesi dizisindeki kürşat neden çok başarılı bir villain sizce ? sizn aklınızda yılan hikayesi kürşata dair ne kaldı ?

2- türk dizisinden bir tane türk filmlerinden bir tane sevdiğiniz villain örneği verir misiniz ? bir de neden sevdiğinize dair ufak bir açıklama
0
charlotte blanc
(12.03.18)
villain bir insanın kendine yakışanı giymesi demektir.

1) kürşattan aklımda kalan tek şey tipi. koştuktan sonra darma duman olan saçı.

2) dizilerden: behzat ç'de memduh başgan ve ercüment çözer. neden çünkü kötü gibi değiller ama aslında kötüler. ne kadar saçma bir tez sundum ya.
filmlerden: yokmuş.
0
kablelvuku
(12.03.18)
Klişelerden, her daim iyi olanlardan veya iyilere geçilen torpillerden nefret ediyorum çünkü bu gerçekçiliği bozuyor benim nazarımda. Ha, kötü adamlar için de mutlak kötülük işleniyor, onu da sevmiyorum.

1. Buna cevap veremiyorum çünkü öyle güçlü bir yer edinmedi hafızamda bu dizi her ne kadar zamanında çok izlesem de.

2a. Boş küme.
2b. Boş küme.
0
m e b
(12.03.18)
2- Hades (Selena)
0
atom karincanin torunu
(12.03.18)
1) valla kürşat bana çok yakışıklı ve çekici geliyordu. karakteri değil oyuncuyu beğendiğim için seviyordum sanırım.

2) savcı turgut. tecavüz olayına kadar puhahah ulan şerefsiz kerata diye izliyordum manyağı ama sonrasında diziyi asla izlemedim, karakterin akıbetini de bilmiyorum umarım hak ettiği cezayı bulmuştur adi mahluk.
0
ma ya
(12.03.18)
tutkuluydu kürşat. ve mücadeleci..

aynı şeyi mesela erkan ağa'da da görebilirsin, o da çok başarılı bir karakterdi. duyguyu direkt veriyorlardı izleyiciye.
0
eindaclub
(12.03.18)
ultimate turk dizisi villain'i: kara melek (sanem celik)
0
hot potato
(12.03.18)
(2)

2000lerin başında japon oyuncu

tabudeviren
doksanlarin sonu da olabilir.bizim dizilerde oynayan japon bir kadin vardi.adini hatirlayaniniz var mi?
doksanlarin sonu da olabilir.
bizim dizilerde oynayan japon bir kadin vardi.
adini hatirlayaniniz var mi?
0
tabudeviren
(12.03.18)
Ayumi Takano?
0
John Bloor
(12.03.18)
Ayumi Takano.

:))

twitter.com
0
m e b
(12.03.18)
(4)

kan verene donör diyoruz da

mr.brown
kan alana ne diyoruz peki ?
kan alana ne diyoruz peki ?
0
mr.brown
(11.03.18)
Akseptör?
0
m e b
(11.03.18)
türkçe olarak sormuştum. akseptör tdk'da gözükmüyor.

edit: ama medikalde kullanılıyormuş bir kaç dökümanda ve internette adı geçiyor. teşekkürler
0
🌸mr.brown
(11.03.18)
Hastanede rutinde "hasta" kullanılıyor ancak teorik bir bahis sırasında "alıcı" deniyor. Donör için de "verici" veya "bağışçı" kullanılabiliyor hem kan veya kan ürünü hem de organ nakli söz konusu olduğunda.
0
olanlaolunmaz
(11.03.18)
Kaç kez kan verdim hep "hasta" diye kullanıldı. Benim için "donör"/"bağışçı" denen kağıtlarda bile "hasta ismi" kısmı vardı.
0
lazor
(12.03.18)
(10)

kimlik bilgilerimi yanlışlıkla yayınladım :(

panda
arkadaşlar 100 kişilik bir whatsapp grubuna, tc kimlik anne baba adım doğum yeri tarihim ve adımın olduğu bilgilerin görünen bir resim attım yanlışlıkla. 30 sn içinde sildim ama otomatik kayıt varsa kaydolmuş mudur? bu bilgileri kullanarak başıma bir iş gelir mi sizce? :(
arkadaşlar 100 kişilik bir whatsapp grubuna, tc kimlik anne baba adım doğum yeri tarihim ve adımın olduğu bilgilerin görünen bir resim attım yanlışlıkla. 30 sn içinde sildim ama otomatik kayıt varsa kaydolmuş mudur? bu bilgileri kullanarak başıma bir iş gelir mi sizce? :(
0
panda
(11.03.18)
bir şey olmaz merak etme mesut özyıldırım, mert oğlu, doğum yeri ığdır.
0
binder dandet
(11.03.18)
görsel olarak atınca otomatik olarak galeriye düşüyor zaten geçmiş olsun ama sadece bu bilgilerden sıkıntı çıkmaz. isteyen kişi bunlara kolayca ulaşabilir zaten. kimliğinizin seri-sıra no'su esas önemli olan.
0
nrmnm
(11.03.18)
otomatik kaydoluyor evet, karşı tarafın galerisindeki whatsapp fotoğraflarına gidiyor.
0
der meister
(11.03.18)
Bir şey olmaz, bu kadar pimpirikli olma. Pimpirikli olursan hep aklına gelenler başına gelir. Sal gitsin.
0
i m cool with that
(11.03.18)
hırsız değillerse bir şey olmaz da, türkiye gibi bir ülkede sıkıntı.

sözlükte bir yazarın evine giren hırsız yazarın kimlik fotokopisini çalıyor. yıllardır başı dertten kurtulamamış adamın, kimseye de kanıtlayamamış.
0
pinkpeony
(11.03.18)
Zaten çok az kişi görmüştür eğer 100 kişinin rehberinde karşılıklı olarak ekli değilseniz, bu bir. İkincisi, "Herkesten sil" dediyseniz diğer kişilerin telefonun ana klasöründen/galerisinden de siliniyor bu şekilde.

Kısacası korkacak bir şey yok.
0
m e b
(11.03.18)
içim rahat etsin diyorsanız 'kimliği kaybettim' ilanı verin gazeteye *yerel bir gazete oluyor sanırım - sonra yenisi çıkartın.

mantıklı bence.

NOT: seri/sıra nosu mühim denmiş. o yüzden onların değişebileceğini düşünerek bu öneride bulundum. ana/baba adının ve doğum tarihinin değişmeyeceğini biz de biliyoruz !
0
susadım çeşmeye varmaz olaydım
(11.03.18)
kimliği kaybedip yenisini çıkarınca tc kimlik numarası, doğum tarihi, ananın babanın adı falan değişmiyor.

kimlik kaybettim diye ilan verip yenisini çıkarmak kadar saçma bir davranış yok. maalesef mantıklı değil.

soruya cevap: hiçbir şey olmaz. çoğumuzun adı soyadı doğum tarihi feysbuk hesabında açık. ana babanın feysbuku varsa onların da isimlerini öğrenmek üç dakikalık iş (şimdi diyeceksiniz benimki açık değil. olabilir, ama milyonlarca adamınki açık ve bu yüzden bir şey olduğunu hiç duymadım). kalıyor tc kimlik numarası. o da gizli bilgi değil zaten, ben ve türkiye'de faal yüzbinlerce şahıs işletmesi her kestiği fişte tanımadığı adamlara veriyor tc kimlik numarasını. o da sıkıntı değil.
0
kibritsuyu
(11.03.18)
teşekkürler arkadaşlar içimi rahatlattınız. bu 100 kişi rehberde ekli değil, silinince onlardan silinmesi bilgisi de beni çok mutlu etti :)
0
🌸panda
(12.03.18)
Anne kızlık soyadı yazmıyorsa sıkıntı olmaz, tc kimlik demenizden sadece kimlik numaranızı anladım. Kimlik seri sıra numarası bilgileriniz yoksa önemli değil.
0
John Bloor
(12.03.18)
(1)

Sözlükte Olay ışığını kapatmanın bir yolu var mı ?

mete kudur
Eskiden eğlenceli şeyler olurdu `olan biten`de, şimdi saçma sapan hangi ayda kim ne yemiş, hangi yılda sözlükte kim napmış ''en beğenilen entry'' gibi saçma sapan şeylerin üstüne bir de gelecek olan ''ünlü'' insanların ''geldiğini-gittiğini'' haber verir olmuşlar. Lan zaten sol framede gelen ünlünü
Eskiden eğlenceli şeyler olurdu olan bitende, şimdi saçma sapan hangi ayda kim ne yemiş, hangi yılda sözlükte kim napmış ''en beğenilen entry'' gibi saçma sapan şeylerin üstüne bir de gelecek olan ''ünlü'' insanların ''geldiğini-gittiğini'' haber verir olmuşlar. Lan zaten sol framede gelen ünlünüzün başlığına akın oluyor, mal değilsek oradan girer bakarız, istatistik de keza aynı şekilde birşeyi merak ediyorsam koyarsın istatistiğe oradan bakarım. İyice ''dur sen şunu okumamışsındır bak çok komik'' diyen arkadaşa çevirdiler olay ışığını.

Ben WhatsAppda dahi bütün kişilerin(aile-akraba demeden) bildirimini kapatıyorum ama şu olay ışığını kapatmanın bir yolunu bulamadım. Nasıl kapatılıyor ?
0
mete kudur
(10.03.18)
Denemedim ama şu yazara göre @ekşisözlük hesabını engellemek yeterli. Ama bu etkili bir yöntem midir, bilmiyorum.

eksisozluk.com
0
m e b
(10.03.18)
(6)

Twitterde herkes neden anonim?

laptu
Görüyorum günümüzde artık neredeyde tüm tekil twitter kullanıcıları hesaplarını anonim adlarla kullanıyor. Bunun sebebi tam olarak nedir? Güvenlik diyorlar. Gerçekten güvenlikle mi alakalı? Hesabın isminin anonim olması savcılık soruşturmasından ip ile tespit edilmesine engel midir?
Görüyorum günümüzde artık neredeyde tüm tekil twitter kullanıcıları hesaplarını anonim adlarla kullanıyor. Bunun sebebi tam olarak nedir? Güvenlik diyorlar. Gerçekten güvenlikle mi alakalı? Hesabın isminin anonim olması savcılık soruşturmasından ip ile tespit edilmesine engel midir?
0
laptu
(09.03.18)
İsim kullanmaları hâlinde günlük hayatta çevrelerindeki insanlara gösterdikleri yüzle şu anki popülerliklerinin yerinde yeller eseceğinden mütevellit.

benim normalde bir boşlukla yazdığım kelimelerin arasında niye yeller esiyor bi de onu bilsem.
0
onemoremile
(09.03.18)
bence de güvenlik. twitter talep edilen ip adreslerini vermiyor. hali ile insanlar kendi adı ve fotoğrafı ile yazınca başları derde giriyor.

işin başka bir boyutu da normal şartlar altında ulaşmanızın imkansız olacağı adama twitter üzerinden küfredebiliyorsunuz. hele ki bunu karşı tarafın okuduğunu bilmek daha da cazip kılıyor bu işi. insanlar bu konforu neden ellerinden bıraksın ki?

bir keresinde burhan kuzu'ya bir soru sormuştum attığı bir tweet'e karşılık, küfür falan da etmedim. sadece ironik bir soru sordum o kadar. herif "HS" diye cevap verdi. bu motivasyon da insanları anonimliğe ve bahsettiğim tepkilere itiyor.
0
antipodes
(09.03.18)
Birçok sebep var. En başta @want2die'ın dediği gibi ama artık bir de Twitter'da özellikle Türk kullanıcılarının karakteri bayağı bir bozuk hale gelmiş vaziyette. Örneğin öylesine yazdığın, gırgır yaptığın konuda hemen bir dalga konusu oluveriyorsun anında. Komiklik (ya da şebeklik) yapacak konu sıkıntısı çeken ya da "fenomen" olmaya çalışan tipler bir anda birine sarıyor vs.
0
m e b
(09.03.18)
@want2die, gerçekten ip bilgilerini vermiyorsa bu ciddi olarak kullanıcının lehine olumlu bir uygulama. diğer sosyal medya sitelerini merak ettim şimdi ip verip vermemekle ilgili (facebook, instagram vs) (sözlük'ün verdiğini duyuyorum)

@antipodes ip numarası verilmeyince özgür şekilde küfür/görüş ifade edebilmenin de zemini hazırlanmış oluyor. kesinlikle ciddi bir konfor alanı.
0
🌸laptu
(09.03.18)
@m e b, anonim olunca ve sıfır kişi tarafından tanınan biri olunca, birden en az dört haneli takipçi sayısına ulaşmanın formülünü de gerçekten merak ediyorum. bunun ilk adımlarından biri, çok takipçili hesabın altına esprili/zeka kokan tweet atmak mıdır acaba? yani adı sanı garip birinin 4-5 haneli takipçiye sahip olmasını cidden anlamlandıramıyorum. ilk baştan fişeklemek için takipçi satın aldıklarını düşünüyorum nedense, akla gelen ilk mantıklı yöntem buydu kendi görüşüme göre
0
🌸laptu
(09.03.18)
@laptu: 2010'dan beri Twitter kullanıyorum. O bol takipçilerin çoğu komik, entelektüel ya da diğer alanlarda açılan hesaplardan hem ilk oldukları için hem "takip edeni takip ederim" etiketleriyle hem de anlaşmalı olarak birbirlerinin reklamlarını yaptıkları için böyleler. Şimdi de fenomen olma yarışından dolayı yine çoğu kişi ya yabancı tweet'leri bizim kültüre uyarlayarak bol etkileşim alma çabasındalar ya da bol etkileşim almış tweet'lerin altına cevap yazarak kendilerini ön plana çıkarma peşindeler. Bir de gündemdeki konu etiketleri ile tweet atınca kafadan 10-15 takipçi geliyor zaten. Takipçi kasma sitesine ya da uygulamasına gerek kalmadan da mümkün görünüyor.

Benim bunca zamandır gözlemlediğime göre durum böyle.
0
m e b
(09.03.18)
(2)

su sarkinin basindaki melodi sarekinin kendisinden daha guzel yhaa

mayeskuel
bana oyle geldi. baska bir sarkidan mi alinti acaba? :shttps://www.youtube.com/watch?v=NSdcG1e9APEyani alakasiz iki sarki gibi. ne geregi vardi ablacim.
bana oyle geldi. baska bir sarkidan mi alinti acaba? :s

www.youtube.com

yani alakasiz iki sarki gibi. ne geregi vardi ablacim.
0
mayeskuel
(08.03.18)
Şuraya göre herhangi bir sample kullanılmamış:

www.whosampled.com
0
m e b
(08.03.18)
sir gawain
(08.03.18)
(2)

görseldeki gibi olan var mı?

passion rules the game
bunun önüne nasıl geçilir lan?tek başıma newton fiziği'ni kanıtlarım. eğer batırmaya başladıysam son hız batırıyorum.sussam böyle garip bir sessizlik, konuşsam işler iyice çığrından çıkıyor. ne yapıyorsunuz böyle durumlarda?danke.
bunun önüne nasıl geçilir lan?
tek başıma newton fiziği'ni kanıtlarım. eğer batırmaya başladıysam son hız batırıyorum.

sussam böyle garip bir sessizlik, konuşsam işler iyice çığrından çıkıyor. ne yapıyorsunuz böyle durumlarda?

danke.
0
passion rules the game
(08.03.18)
e: hicbiri.

pardon su san sacmaladim diyip ozur dilerim.yani yanlissa yanlistir. egoist takilmaya gerek yok. herkesin sacmalama hakki vardir.
0
mayeskuel
(08.03.18)
Heheh. Valla öyle şeyleri çok yaşıyorum. Genellikle umrumda olmuyor ama etrafımdakiler olumsuz etkilenmişse hemen ek bir açıklama yapmaya çalışıyorum. Bunda da bazen başarılı oluyorum ama genel olarak "Konuştukça daha da batıyorsun, sus istersen.", "Sen ne değişik bir insansın?" deniliyor bana :)

Burada da birkaç örnek verirdim geçmişten buna dair ama gereksiz saçmalamayayım şimdi.
0
m e b
(08.03.18)
(10)

kadınlar günü saçmalığı

yemrem
bir insanın kadınları günü niye kutlanır? bir insanın doğuştan gelen bir özelliğine istinaden (siyah saç, mavi göz, kadın, kısa boy..vs.) ona özel bir kutlama günü ayrılmasını ve bunu önemsemeyenlerin ayıplanmasını siz de saçma bulmuyor musunuz? yine sorayım, bir insanın kadınları günü niye kutlanır
bir insanın kadınları günü niye kutlanır?

bir insanın doğuştan gelen bir özelliğine istinaden (siyah saç, mavi göz, kadın, kısa boy..vs.) ona özel bir kutlama günü ayrılmasını ve bunu önemsemeyenlerin ayıplanmasını siz de saçma bulmuyor musunuz?

yine sorayım, bir insanın kadınları günü niye kutlanır?
0
yemrem
(08.03.18)
bir insan doğuştan gelen bir özelliği yüzünden aşağılanıp belirli haklardan mahrum bırakılmışsa kutlanır.
0
nrn
(08.03.18)
otur tarih çalış biraz, rosa luxemburg kim, bu kadınlar günü nedir, niye böyle denir. sonra doğrusunu öğren, aslının "dünya emekçi kadınlar günü" olduğunu gör.
0
hosein
(08.03.18)
tr.wikipedia.orgünya_Kadınlar_Günü

okuyalım bilinçlenelim bence.

viki linki çalışmıyor ama;
www.sozcu.com.tr
0
elorelia
(08.03.18)
Valla gerçek anlamda cinsiyet eşitliğine gönülden inanıyorum ancak aptal saptal sebeplerle cinsiyet övücü her türlü davranışa ya da cinsiyet eşitliğinin sadece pozitif yönlerinin de gözümüze sokulmasına tahammül edemiyorum.

www.deepdotweb.com
0
m e b
(08.03.18)
Bir kadın olarak kadınlar günü saçmalığından iğreniyorum. “Ahagahsh alın size kadınlar günü, bir gün de sizin gününüz olsun sevinin fukaralar xd xd” der gibi geliyor bana. “Size özel bir gün tanıdık bak, alın hadi gönlünüz olsun. Bir gün kendinizi iyi hissedin izin veriyoruz. Sonrasında saçınızı süpürge etmeye devam ama ;) ;) ;)” der gibi. Hakaret gibi bir şey. Her şey koskoca bir göz boyamasından ibaret.
0
i m cool with that
(08.03.18)
bir insanın kadınlar günü neden kutlanır biliyor musun dostum?

insanlar, kadınlara karşı yıllardır yapmış oldukları negatif ayrımcılığın yaratmış olduğu vicdan azabını az da olsa onları onore ederek ve diğer insanları da bilinçlendirerek bu hatadan en kısa sürede dönülmesi amacı ile kutluyorlar.

zaten bu konuda, bunu telafi etmek adına halihazırda kadınlara karşı yapılan pozitif ayrımcılığa karşı kadınların da tepkileri ikiye ayrılabiliyor.

bu kadar negatif yaklaşmamak lazım.

memeleri ve kukusu var diye kutlamıyorsun, farklılıkları var diye yıllardır eziyet ettiğin için kutluyorsun. iyidir, korkma.
0
baharat
(08.03.18)
Kadınlar gününün nereden çıktığını bilmeden bayağı boş soru olmuş.
Keşke biraz açıp okusaydın, az öğrenseydin de böyle bir vizyonla bakmasaydın olaya.
0
mor oje
(08.03.18)
Kadınlar günü değil; Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
0
soyut park
(08.03.18)
Sorduğun soruyu gayet mantıklı bir soru, fakat bugün kadınlar için mantıklı değil, duygusal bir gün. @i m cool with that'in tespit ettiği gibi bugün kadınların kendini önemli hissetmesine yarıyor, kitlelerin gazını alıyor.

Böyle bir günün ortaya atılmasına sebep olan zamanında bir direnişte yaşanan trajik bir olay var. Bu günü yaşanan olayın unutulmaması için ortaya atılmış bir anma günü, hatırlatma, bilinçlendirme vesilesi vs. olarak görüp geçmek lazım.

Gerçekte olan nedir? Amaçlanana ulaşmış mıdır? Ulaşabilir mi? Hepsi tartışılır.

Diğer taraftan 3. dünya feminizmiyle 1. dünya feminizminin farkları ortada.
Birinin canı burnunda, ötekine rahat batıyor...

Hiç haberlere dikkat ediyor musun? Medyanın dili nasıl diye düşünüyor musun?

İronik olarak modern erkek için bu günün bir önemi de kendisinin toplum nazarında ne kadar değersiz olduğunu hatırlamasına sebep olması. Milyonlarca erkek her gün ağır şartlarda çalışıyor, binlercesi iş kazası geçirip ölüyor, çok daha fazlası sakatlanıyor.

'2'si kadın 1'i çocuk 5 kişi feci şekilde can verdi' haberlerini duyunca garipsemiyoruz. Çünkü kadının adı yok ama erkeğin hiçbir şeyi yok. Bu durum kanıksanmış.

kaynak: artidanhaberler.files.wordpress.com

Üstteki linkte sgk verilerine dayanarak hazırlanmış bir derleme var. Bu derlemede 'iş kazası ve meslek hastalığı sonucu en çok ölüm yaşanan sektörler' sayfasına gelince nedense tamamı -değilse bile tamamına yakınının- erkeklerin bulunduğu alanlar olduğunu görüyorsun. Piyasada bu durumun seksist olduğuna dair tartışan kimse de yok.

Malesef bu sektörlerde birileri çalışmak zorunda. Çünkü altyapıyı kurup işletecek birileri olmak zorunda. Kimsenin yapmak istemeyeceği bu işleri erkekler yapıyorlar. Bunlara üzülen biri varsa ancak bu kişilerin eşleri olabilir. Geri kalan kadınların pek de umurunda değildir.

'Okuyalım' ve 'Bilinçlenelim'+1

www.youtube.com

Son olarak: Kutlamış veya anmış olanların başı göğe ermediği gibi kutlamayanlara da bir zararı yoktur. 'Yürümekle yollar aşınmaz' misali.
0
idexo
(08.03.18)
dünya emekçi kadınlar gününe varım, tarihsel gerçeklik içinde mantıklı bir çıkış hikayesi var ama bugünkü haliyle kadınlar günü başlı başına kadını aşağılayıcı bir olgu. erkek halimle ben utanıyorum.
0
sir gawain
(08.03.18)
(12)

İş görüşmesini berbat mı etmişim acaba?

m e b
https://www.eksiduyuru.com/mobil/duyuru/1266497/deneyimsiz-biri-quot-ucret-beklentiniz-nedir-quot-e-nasil-cevap-vermeliYukarıda bahsetmiştim. Bu iş görüşmesine gittim dün. Plastik ambalaj üreten bir firma idi. Görüşme yaptığımız adam bana İngilizce seviyemi sordu. Konuşabiliyor muyum, yazabiliyor mu
www.eksiduyuru.com

Yukarıda bahsetmiştim. Bu iş görüşmesine gittim dün. Plastik ambalaj üreten bir firma idi. Görüşme yaptığımız adam bana İngilizce seviyemi sordu. Konuşabiliyor muyum, yazabiliyor muyum, satış yapabilir miyim gibi. Ben de "Yazma ve okumada gerçekten iyiyim ancak konuşma konusunda yalan söylemek istemiyorum; teknik/iş jargonu haricinde iyiyim, biraz körelmiş hissedebilirim ancak." dedim. Adam da böyle diyince başladı nasihat vermeye; yabancı kitap okumalıymışım, kendimi sürekli bu dile maruz bırakmalıymışım gibi gibi şeyler. Ben de "Haklısınız ancak bunları zaten yapıyorum. Benim kastettiğim şey teknik İngilizce idi. Yoksa zaten 5 sene Türkçe değil, bütünüyle İngilizce eğitim gördüm." diye karşı çıktım. O da "Bizim burada bir arkadaş var İngilizce biliyor, çağırayım da İngilizce konuşun." dedi ve ben de konuşabileceğimi söyledim. Ama o arkadaş gelemedi ortama ve adam da "Ben İngilizce bilmiyorum, bu yüzden seviyeni ölçemiyorum doğal olarak." dedi. Sonra CV'mi patronun değerlendireceğini ve olumlu olursa döneceklerini söyledi.


Bu arada bir de neden bunca zaman işsizmişim, yazık değil miymiş aileme. Bunları da saydı döktü ortalığa.


Şimdi şu tabloya bakınca berbat mı etmişim bu görüşmeyi?
0
m e b
(08.03.18)
Sende bir sorun yok. Seni bilip bilmeden yargılaması profesyonel bir hareket değil. Yine de ilk işin olacağı için kaçırmamaya bak.
0
dissendium
(08.03.18)
ego tatmini yapan bir arkadaşmış berbat ettin diyemem. çağrılma ihtimalin var
0
hosein
(08.03.18)
berbat etmişsin diye bir şey yok anlattığın kadarıyla. ama görüşmeyi yapan kişi net bir öküzmüş.
0
re noreno
(08.03.18)
Adam oranın kimya mühendisi imiş. 50'li yaşlarda biriydi. Hatta kendisi de bana "Şu ana dek hep mavi yakalılar için görüşme yapmıştım. İlk kez üniversiteli biriyle görüşme yapacağım." dedi başlarda.
0
🌸m e b
(08.03.18)
yalnız, ingilizce bilmeyen birinin ingilizceni geliştirmen (!) için tavsiye vermesi de güzelmiş.
0
yemrem
(08.03.18)
önceki duyurunuza istinaden soruyorum: maaş mevzusu noldu? sizden maaş beklentinizi sordular mı? veya onlar bir şey söylediler mi?
0
yemrem
(08.03.18)
@acemi: Ama olmadığım gibi görünmeyi pek beceremem. Hayatta en sevmediğim ve yapamadığım şey de kendimi övmek. İş dünyası için olumsuz bir şey zannedersem bu davranışım.


@yemrem: Adam öyle bir soru sormadı. Bu konuya üstü kapalı değindiğimde ileride konuşulacağını söyledi.
0
🌸m e b
(08.03.18)
Seviyesiz öküzün teki, boşver. Bu sana ders olsun, kendine güvenmesen bile gülümseyerek "fena değil" dersin. Karşındaki seni ölçebilecek seviyedeyse bile yalan bir cevap olmaz bu.
0
SiyamkedisiZorro
(08.03.18)
@yemrem'e katılıyorum, hevesini de kırmışlardır. Adam en azından İngilizce bilen birini bulup öyle test etmek istemiş. Benim İngilizcemi Türkçe konuşarak test etmek istemişti sevgili ASAM.
0
geçerkenugradım
(08.03.18)
İşte bu işverenler yüzünden herkes advanced
0
turkuaz
(08.03.18)
Öncelikle görüşmeyi berbat eden biri varsa o da İK görevlisidir. Senlik bir durum yok. Yaptığı yorumları da yaşına ver, ben hiç 50 li yaşlarda bir İK görevlisi olduğunu görmedim. Senden başka kimseden de duymadım. 50'den fazla görüşmeye gittim, bunların arasında çok büyük kurumsal firmalar da var ve hepsinin de İK görevlisi gençti. Senlik bir problem yok.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(08.03.18)
tam bir zeka fakiriyle gorusme yapmissin. iki ayakli salagin laflari yuzunden kendini suclama.
0
diye yazdim ama hep yalan
(08.03.18)
(7)

hangi tarifeyi kullanıyorsunuz?

jules
sürem dolduğu için yeni bir tarifeye geçeceğim. bol internetli hangi tarifeleri kullanıyorsunuz? Benim Lifecell Fırsat 5GB,Prime'la Tanış 10GB tarifeleri bana uygun geldi. Türk telekom veya türkcell arasında kararsız kaldım.
sürem dolduğu için yeni bir tarifeye geçeceğim. bol internetli hangi tarifeleri kullanıyorsunuz? Benim

Lifecell Fırsat 5GB,Prime'la Tanış 10GB tarifeleri bana uygun geldi. Türk telekom veya türkcell arasında kararsız kaldım.
0
jules
(06.03.18)
Prime 10gb kullaniyorum. Memnunum
0
bir ileti paylastim
(06.03.18)
Bildiğim kadarıyla Türk Telekom yeni gelen faturalılara 1000 dk + 1000 SMS + 10 GB interneti 29 TL'ye veriyor. Ben yeni olmamama rağmen bana böyle teklifler sunuyor.

Kendi kullandığım ise faturasız olarak 750 dk + 1000 SMS + 3 GB. 23 TL veriyorum ama yeni gelenlere 18 TL (idi) bu da.
0
m e b
(06.03.18)
600dk+1000sms+10gb internet 45 lira, faturasız.
0
babilbaligi
(06.03.18)
Vodafone Red15, 15 gb internetli paket.

Vodafone pass müzik ve sosyal var. Sosyal ağlar ve spotify internet kotasından yemiyor.
0
kayranin kedisi
(06.03.18)
aveanın internetleri baya bol ve ucuz. ek internet paketleri de baya ucuz. 10 gb gece ya da 10 gb gündüz paketleri 15 lira mesela.sürekli de biryerden hediye internet geliyo 3gb 1 lira vs.. diğer operatörlerin numara taşıma kampanyaşarı bile aveanın normal tariflerinden çok çok daha pahalı. ben eve adsl bağlatmıyorum düşün :D
0
deryack
(06.03.18)
Vodafone red 10, gayet memnunum
0
mutlusismankedi2015
(06.03.18)
avea bol ve hızlı 5gb + 750 dk + 1000 sms

üzerine 100 dk avrupa pakedi aliyorum 15 tl, avrupayi her yone arayabilmek icin.

toplam 50 tl ye guzel oluyor.
0
no christ requires
(06.03.18)
(20)

Deneyimsiz biri "Ücret beklentiniz nedir?"e nasıl cevap vermeli?

m e b
Yarın iş görüşmesine gideceğim. Hiçbir deneyimim yok, piyasadan da haberim yok. İş pozisyonu ve tanımı şöyle:Dış ticaret meslek elemanı: İlgili bölümlerden mezun, iyi derecede İngilizce bilen, yurt dışı satışlarını yapabilecek (İş öğretilecek), yurt dışı seyahat engeli olmayan..."İş öğretilecek" den
Yarın iş görüşmesine gideceğim. Hiçbir deneyimim yok, piyasadan da haberim yok. İş pozisyonu ve tanımı şöyle:
Dış ticaret meslek elemanı: İlgili bölümlerden mezun, iyi derecede İngilizce bilen, yurt dışı satışlarını yapabilecek (İş öğretilecek), yurt dışı seyahat engeli olmayan...

"İş öğretilecek" denildiğine göre herhalde asgariden başlatırlar (benim açımdan sorun değil bu). Ama eğer böyle bir soru ile karşılaşırsam ne diyeyim?
0
m e b
(06.03.18)
Yabanci dil seviyeniz nedir?
0
ykyt
(06.03.18)
1900 net olarak düşünüyorum de bence, ingilizcene de güveniyorsan.
0
Bruce
(06.03.18)
ne verirlerse kabul et. ilerde seviye seviye arttırırsın. ya da çok başarılı olduğunda istediğin paraları kazanırsın. ilk başlarda aç gözlülük yapıp uçuk paralar isteyen genellikle istediği işi bulamıyor. sen de deneymisizmişsin zaten. bir başla da devamı gelir.
0
tragedystreets
(06.03.18)
@ykyt: Upper-intermediate idi hazırlıkta ve eğitim dilim de %100 İngilizce idi bölümümde.
0
🌸m e b
(06.03.18)
@tragedystreets: Ben de öyle düşünüyorum. Zaten sadece yol ve yemek versinler, yeter ki deneyim sahibi olayım istiyorum ama iş jargonunda bu soruya nasıl cevap vereceğimi bilmiyorum.
0
🌸m e b
(06.03.18)
bruce'un dediği gibi diyebilirsin. sayı vermeyim diyorsan; yeni mezunum ve bir şeyler öğrenmeye hevesliyim. başlangıç için kendi kendime yetebilecek miktarda bir ücret benim için yeterli gibi bir şeyler diyebilirsin
0
washe
(06.03.18)
Ben katıldığım eğitimde şöyle öğrenmiştim. Sesli olarak ihtiyaçlarını düşün ve belirli bir miktar belirle. Şunun gibi.

"Ben Kadıköy'de oturuyorum. İş yeri Beşiktaş'ta. Aylık yol masrafım 400 TL olacak. Ailemle yaşıyorum. Beslenme, barınma, giyinme ihtiyaçlarım 600 TL ediyor. Şu şu konular için 300-400 TL arasında bir masrafım olabilir. Bu nedenle en az 1400 TL benim için uygundur." gibi bir konuşma yapabilirsin. Çünkü böyle açıklayınca karşındaki kişi daha iyi ikna oluyor. Konuşmaktan çekiniyorsan asgari ücret de isteyebilirsin.
0
dissendium
(06.03.18)
washe doğrusunu söylemiş, yaşadığın şehrin şartlarında kendine yetebilecek bir para iste ama.
0
buckminster
(06.03.18)
kurumsal bir şirketse yüksekten gir çünkü kolay kolay ara zam olmaz. sonra her sene %8-%10 derken kuşa dönersin.
aile şirketiyse onların takdirine bırak, iyi bir performans ortaya koyarsan ara zamlarla filan kısa sürede yükselir.
0
kjswbdlkjfdlkj
(06.03.18)
mutlaka prim şartlarını da sor.. yoksa iste. yurtdışı satış = prim
0
lupelius
(06.03.18)
Kjswb ve lupe hakli. Ancak %100 ingilizce egitim gormus birisinin asgariden basla sonra isi ogrenince kademe atlarsin denmesi de is bilmezlik. Yurtdisi satis yapabilmen icin once kendini satman gerek. İngilizcene guveniyorsan ingilizce degerlendirmesi yapilmadan fiyat soyleme. Yurtisinda bulunmussan ve tecruben varsa onu kesinlikle masaya koy. İs ayrintilari ogrenilir ama suan onemli olan senin kendini nasil gelistirdigin. Beklentileri en kisa surede karsilayacagini ancak maasin da bulundugun ilin gerektirdiklerine ve ilgili pozisyondaki yetkinlere yakin olmasini sagla. Cunku 3-6 ay sonra isi ogrendim diceksin yazin haftasonu bi yere kaciyim bu yil yillik iznim yok diceksin ama elinde kuş gibi Para olursa bir yere gidemez uzulursun.
0
ykyt
(06.03.18)
2000'den aç kapıyı. tecrübesiz bile olsan ingilizce bilen, ticaret okumuş adamsın, "asgariye çalışırım" havası vermek iyi değil. öyle verecek bile olsalar sen yine de biraz yükse söyle, orta bir yol bulursunuz. iş dünyası böyle, daima bir tık yüksek söylemelisin.
0
sir gawain
(06.03.18)
Sonuc olarak kurumsal bir yer ise dil tazminati da vermesi gerekir. 2000 in altindaki ucretler cok komik.( 2000 de az aslinda) Asgari ucret teklif ederlerse o zaman niye sen? Asgari ucret deneyimsiz ve niteliksiz elemana verilir.
0
ykyt
(06.03.18)
Bu arada, (dış) ticaret okumadım, bitirdiğim bölümüm uluslararası ilişkiler. CV'me bakıp da çağırmış olmalılar sonuçta.
0
🌸m e b
(06.03.18)
2500'de az isteme. asgari ücret 1600 lira. 2000 bile az. çünkü zamların da maaşına göre yapılacak takip eden yıllarda. 1. yıl sonunda maaşından memnun olmayan mutsuz bir çalışan olacaksın. zaten yetiştirilmek üzere denmiş. ingilizcen iyiyse kesinlikle ücretinden taviz verme.
0
naksidil
(06.03.18)
Ben de en az 2000 TL diyorum. Çünkü kaç yıl üniversite okumuş birinin asgari ücret alması kadar saçma bir şey olamaz. Zaten eğitiminin de İngilizce olduğunu belirtmişsin. Yani bence şöyle söylemelisin " Tecrübem olmadığı için ücret benim için ikinci sıradadır. Benim için daha önemli olan kendime bir şeyler katmak ve tecrübe edinmektir. Ama prensip gereği asgari ücret kabul etmiyorum". Bir de önce onların ne verdiğini sor ki ona göre bir şeyler söylersin. Bu arada dış ticaret deyip geçme, bunun müşteri ilişkileri var, gümrük operasyonları, satış işlemleri, fuarlar vs. gibi bir sürü işi var. Bunları da öğrenirsen ileride seni kimse tutamaz. Bir de "Dış ticaret meslek elemanı" sözü biraz İşkur İşbaşı Eğitim Programı ile alım yapılmasını çağrıştırıyor. Umarım öyle değildir.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(06.03.18)
@İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi: Evet, İşkur'dan ilanlara bakarken gördüm aslında. Orada birtakım tanımlı meslek isimleri olduğu için de o ifadeyi seçmek zorunda kalmış olabilirler, bilmiyorum. Ama İşbaşı Eğitim Programı ile ilgili ilanlarda bu açıkça belirtiliyor normalde ama bu ilanda öyle bir ibare de yoktu. Yarın belli olacak detaylar.
0
🌸m e b
(06.03.18)
Evet, muhtemelen dediğin gibi o ifadeyi seçmek zorunda kalmışlardır. Bazı işverenler, iş arayanlar İEP istemediği için oraya yazmayabiliyor da, yani kaçırmamak için de yazmamış olabilirler. Tabi bunlar benim düşüncelerim. Yarın sen yine de normal yolla mı yoksa İşkur destekli mi alacaklarını bir sor bence.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(06.03.18)
Noldu gorusme nasil gecti?
0
ykyt
(08.03.18)
@ykyt: www.eksiduyuru.com

Az önce açmıştım bu duyuruyu :) Kötü geçti gibi geldi bana.
0
🌸m e b
(08.03.18)
(1)

facebook'ta beni ne zaman eklemiş

ma ya
selam. facebook'ta birinin beni eklediği saati görebiliyor muyum? eskiden bildirimin yanında saati vs de görünüyordu sanki ama artık göremiyorum.
selam. facebook'ta birinin beni eklediği saati görebiliyor muyum? eskiden bildirimin yanında saati vs de görünüyordu sanki ama artık göremiyorum.
0
ma ya
(05.03.18)
Hareketler dökümü sekmesinde günü yazıyor ama saati yazıyor mu, emin değilim.
0
m e b
(05.03.18)
(8)

tek bir kere geçmişe dönüp bir kararınızı değiştirecek olsanız

captainobvious
hangi ana gider ve neyi değiştirirdiniz? inebildiğiniz kadar detaya inin lütfen:)https://www.youtube.com/watch?v=36P0ZyfJ17w
hangi ana gider ve neyi değiştirirdiniz? inebildiğiniz kadar detaya inin lütfen:)

www.youtube.com
0
captainobvious
(05.03.18)
Çok sığ veya vizyonu dar bir cevap olabilir ancak ben ta lise başlangıcına gider, bölüm değiştirirdim. İnsanın daha kendisini ve dünyayı keşfedemediği bir dönemde bölüm seçmesinin, ilerleyen zamanlarda hayatını ne kadar da etkileyebileceğini maalesef iş işten geçtikten sonra algılaması böyle bir şey çıkarıyor ortaya.
0
m e b
(05.03.18)
çok net, m e b+1
Okulumda sadece sayısal sınıf olduğu ve okul değiştirmek istemediğim için sayısalcı oldum, endüstriyel tasarım kazandım, nefret ettim, güzel sanatlara geçtim, 28 yaşımda mezun oldum, 30'umdan sonra yayın sektörüne girdim, çeviri kitap editörlüğü yapıyorum. Ailem başının çaresine bak demek yerine arkamda durduğu için yıllarca okuyabildim ve bu sektöre girene kadar çabaladım ama edebiyat ya da dilbilim okusaydım çok daha iyi şeyler yapabilirdim.
0
kobuzchu kiz
(05.03.18)
Birden fazla uktesi olan adam için zor bir soru bu ama rasyonel bir cevap vermeye çalışırsam, belki ortaokul ortaları diyebilirim. Neyi değiştirirdim konusuna detaylı, net bir yanıt veremiyorum, çünkü her şeyi değiştirip bambaşka bir hayat yaşamaya çalışırdım. Sınırı yok yani; her şeyi değiştirmeye çalışırdım, değiştirebildiğim yere kadar, gittiği yere kadar.
0
skooma
(05.03.18)
Ben de ortaokula geri dönerdim ve OKS'ye çalışarak güzel bir lisede okurdum. Güzel dediğim Kabataş Erkek Lisesi falan. Maalesef düz lise mezunuyum. Gerçi benim lisedeki sınıfımdan 6 tane mühendis, 5 tane matematik öğretmeni, 4 tane fen bilgisi öğretmeni, bir tane moleküler biyolog çıktı ama ben aldığım eğitimden tatmin olmadım. Bahsettiğim şey Anadolu lisesi ya da fen lisesi eğitimi değil. Onları şu anda da istemiyorum. Sadece kültürel açıdan bana bir şeyler katacak bir okulda okumak isterdim. Kabataş gibi, Robert gibi.
0
dissendium
(05.03.18)
Liseye döner adam gibi kafamı kullanıp doğru düzgün ders çalışır, gerçekten istediğim bölümü okurdum. Sadece bunu değiştirmem bile hayatımın gidişatını değiştireceği için benim için yeterli.
0
elikası
(05.03.18)
universite bolumumu degistirirdim.
simdiki bolumumun bir ise yaramadigini farkettim cunku :)
0
kuehles blondes
(05.03.18)
kesinlikle üniversite için farklı bir bölüm yazardım. güzelim puanımı dandik bi bölüm için heba ettim bi de o bölümü 8 sene biteremedim. bırakmadım da. belki farklı bi bölüm seçseydim şimdi hem mutlu olabileceğim bir işte çalışıyor olurdum, hem de kariyer yapardım çok para kazanabilirdim falan.

hayatımın hatasıdır bu.
0
moratoryumkisilik
(05.03.18)
okuduğum üniversiteyi bayağı severek okudum ama liseye dönüp bu kez üniversiteyi yurtdışında okurdum.
0
pinkpeony
(05.03.18)
(4)

Laptop'taki kablosuz interneti telefondan kullanmak

diffarentiationation
Laptop'taki kablolu internet paylaşılabiliyor ama wifi'yi paylaşabilir miyiz?
Laptop'taki kablolu internet paylaşılabiliyor ama wifi'yi paylaşabilir miyiz?
0
diffarentiationation
(02.03.18)
Laptop'ın 2 tane WiFi kartı varsa evet. Birisi alıcı diğeri verici olarak çalışır.

Ama çift WiFi kartlı pek laptop yok, o yüzden pratikte düşük olasılık.
0
crown
(02.03.18)
Windows 10'la birlikte geldi bu özellik, şimdi sen sorunca denedim mesela çalışıyor. Çift wifi kartı da yok laptopumda.

windows 10 güncel haldeyse, sağ altta wifi'ya bağlandığın yere basıp, açılan menünün sağ altında Mobil etkin nokta var. Onu açarsan oluyor.
0
PoscheN
(02.03.18)
Benim bilgisayarım dandikti ama bunu yapabiliyorum. Küçük bir program yüklemek gerekiyor. Sonra dizüstü bilgisayarın WiFi'nı, kablosuz modem gibi, şifresini ve kablosuz adını düzenleyip paylaşabiliyorsun. Uygulamanın adı da: My Public WiFi. Oldukça basit bir program.
0
m e b
(02.03.18)
olur
(bkz: connectify)
0
goodz
(02.03.18)
(11)

kimselere söyleyememek

her giriste sifresini unutan adam
hiç, sizi tanıyanlara söyleyemediğiniz, içinizi dökemediğiniz, fikirlerini alamadığınız vs. ama her an aklınızda olan bir derdiniz oldu mu?yani bu, bir şeye üzülmek de olabilir. bir sebepten sizi tanıyanlarla paylaşmıyor ya da paylaşamıyor olduğunuz...olduysa ne yapıyorsunuz? ya da ne yapmıştınız?
hiç, sizi tanıyanlara söyleyemediğiniz, içinizi dökemediğiniz, fikirlerini alamadığınız vs. ama her an aklınızda olan bir derdiniz oldu mu?

yani bu, bir şeye üzülmek de olabilir. bir sebepten sizi tanıyanlarla paylaşmıyor ya da paylaşamıyor olduğunuz...

olduysa ne yapıyorsunuz? ya da ne yapmıştınız?
0
her giriste sifresini unutan adam
(01.03.18)
Böyle durumlarda kimseye etmem şikayet dinleyip sakinleşiyoruz. Cuk oturuyor da kendileri.
0
onemoremile
(01.03.18)
kağıda yazmak sonra da yırtıp atmak çok etkili oluyor. :) ayrıca yarın yeni bir gün olacak diye içinizden düşününce motivasyonu arttrıyor. her şey geçiyor çok da şaapmamak lazım.
0
burchak
(01.03.18)
Benim 3 tane derdim var o şekilde kimselere söyleyemediğim. Ne yapıyorum peki? Hiçbir şey.
0
i m cool with that
(01.03.18)
Duyuruya yazarım. Kablelvukuya anlatmam ama o anlamaz ne anlatacam.
0
kablelvuku
(01.03.18)
Çok var öyle düşüncelerim. Ama öyle ya da böyle bir yerde fazla vakit geçirince, örneğin burada, yine anlatamadığım dertlerim, düşüncelerim oluyor çünkü yine etiketlemelerden, yargılardan kaçamıyorsun. Anlatmaya karar versen bile kırpıp anlatıyorsun, bu sefer de tam anlamıyla içini açmamış oluyorsun. Mesele de kafanda hala tam açıklığa kavuşmamış ya da bir noktadan kafanda yer etmiş oluyor. Sadece dert konusunda değil, hayatta genel olarak hepimizi rahatlatacak bir alıntı vardı Peyami Safa'nın Fatih-Harbiye romanında. Kaba taslak olarak da şöyleydi:
-Halbuki karşı tarafı tam anlamıyla dinlesek, ama kendi düşüncelerimizi, yargılarımızı ve eleştirilerimizi bir yana bırakarak dinlesek her şey ne güzel olacak.
0
m e b
(01.03.18)
Şu an var öyle bisıkıntım. Kimseye söyleyemiyorum. Hatunla ilgili.
0
[GODDARD]
(01.03.18)
öncelikle: Jay-z 99 problems : youtu.be

Sıkı bir yumruk gibi içimde tutuyorum.

Hatun problemleri? güldürmeyin.
0
binder dandet
(01.03.18)
Olay hatunla ilgili. Kendi de bilmiyor.
0
[GODDARD]
(01.03.18)
Var anlatmıyorum kimseye.
0
Amaranta ursula
(02.03.18)
evet. söylemem. çekiyorum derdimi napayım...
0
runagain
(02.03.18)
valla anlattığın zaman genelde arkadaş kısmıysa yüzüne farklı konuşup arkandan dedikodu yapabiliyor. o yuzden çok yakının değilse güvenme. ailene anlatabilirsin kardeşine falan ona da anlatamıyorsan sürekli böyleyse ve kafana takıyorsan bence psikologa git büyümeden çöz derdini
0
kveldulv
(02.03.18)
(19)

Engelli raporuyla rahat bir yaşam sürme ihtimali

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba arkadaşlar,Biraz uzun bir yazı olacak,kusura bakmayın.Özet durumu olmayanlar için sondadır. Romatizmal bir hastalık nedeniyle askerlikten muaf oldum. Muaf olduğum zamanlarda hastalığım çok aktifti, hareketim çok kısıtlanıyordu, doğru ilacı bulduktan sonra eski halime döndüm çok şükür. İş bul
Merhaba arkadaşlar,
Biraz uzun bir yazı olacak,kusura bakmayın.Özet durumu olmayanlar için sondadır.

Romatizmal bir hastalık nedeniyle askerlikten muaf oldum. Muaf olduğum zamanlarda hastalığım çok aktifti, hareketim çok kısıtlanıyordu, doğru ilacı bulduktan sonra eski halime döndüm çok şükür.

İş bulamayınca artık benim askerlikten muaf olduğumu bilen ne kadar eş, dost, akraba veya özgeçmişimi okuyan başka insanlar varsa (mesela iş başvuruları) bana hep aynı şeyi söylüyor: Askerlikten muafsın, neden bunu bir fırsata dönüştürüp engelli raporu almaya uğraşmıyorsun? Ne güzel devlet memuru olursun ya da şirketlerin engelli kadrosunda işe alınırsın. Araba alacağın zaman ÖTV falan yok, yarı fiyatına alırsın, ulaşım ücretsiz, en az 3500k maaş falan. Ben de nedense muhtemelen aşağılık kompleksi veya gurur,ego gibi şeyler yüzünden uğraşmıyorum, olumsuz cevap veriyorum.

Biliyorum engelli olmak ayıp bir şey değil, ama insan kaldıramıyor engelli kadrosunda işe alınmayı. Onlara bu gurur meselesinden bahsetmiyorum tabi, bu sürecin uzun süreceğinden, şimdi gitsem askerlikten muaf olmayacağımdan, uğraşmak istemediğimden, sağlam olduğum halde başkalarının hakkını gasp edeceğimden dem vuruyorum. Ama her yerde aynı konu ve sürekli kafam şişti. Ama her yerde bu sömürülmeye açık kıçı kırık işlerin olması ve işsizliğin,piyasadaki yozlaşmışlığın alıp başını gitmesi canıma tak etti.

Önceki duyurumda bahsettiğim kurumsal firmaya 3 gün gittikten ve oradaki konforu, rahatlığı, insana duyulan saygıyı görünce ağzıma resmen bir parmak bal çalınmış gibi oldu ve adeta gözüm açıldı. Sanki hayattaki tek amacım kurumsal bir firmada çalışmak, açlıktan ölsem bile diğer işlere tenezzül etmemekmiş gibi oldu. Sonra da canıma tak etti, neden 3 kuruş için elin sömürgecisinin ağız kokusunu çekeyim ki?

Şimdi sorum şu : Engelli raporu almak için uğraşmalı mıyım ve bu raporu alma ihtimalim nedir? Şimdi ihtimal belirtmeniz için yardımcı olacak ipuçları veriyorum,çünkü birçok birim inceliyor o rapor işlemlerinde: Ankilozan spondilit denen lanet olası bir eklem romatizmam var, ilaçlarımı bir süre kullanmazsam hareketlerim kısıtlanmaya başlıyor, yani boynumu döndürmekte zorlanıyorum, uyurken şiddetli sırt ve bel ağrılarım oluyor,uzun vadede yürümekte zorlanıyorum. Ağır miyopum, 50 cm ötesini göremiyorum diyebilirim. Gözlük takmaktan nefret ediyorum, diksiyonum bozuk.

Durumu olmayanlar için özet: Askerlikten muaf olmamdan yararlanıp daha iyi şartlarda çalışmak için engelli raporu almaya uğraşmalı mıyım ve sizce bu ihtimal nedir?

Şimdi son bir sorum var: Siz olsanız ne yapardınız benim yerimde? Vereceğiniz cevaplar için teşekkür ederim arkadaşlar.Kusura bakmayın uzun bir yazı oldu.

Düzeltme:Uzun diye gereksiz yerlerini çıkardım ve paragraflar haline getirdim.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(01.03.18)
sadece ozeti okudum. ne kadar yardimci olur bilemem ama askerlikten muaf olmakla engelli raporu almak cok farkli seyler. ben goz'den muaf oldum. iki gozun toplami 15 dereceydi. ayni sekilde engelligi kovaladim. ama istenen kriterlerin yarina anca geliyordum. hakkaten cok buyuk eksiklik olmasi ozurluluk icin.

tamam iyi olanaklari var ama gercekten hayatinda engel teskil eden durumlarda veriliyor o rapor. alamazsan da uzulme sukret. cunku gercekten cok kotu durumda olman lazim. o kadar kotu olacagina saglam ol issiz kal daha iyi.
0
mayeskuel
(01.03.18)
Öncelikle idealistliğin ve dürüstlüğün için kutlarım. Etrafta benzer şeyleri düşünen insanların olması medeniyetimiz için bana umut veriyor.

Engelli raporu kuralları itibariyle haksız olarak alınabilen ve haklı olarak alınamayabilen bir şey. Bu konuda çok karmaşa var. Ben senin durumunda olsam hayat kalitem açısından kendimi engelli sayıp raporu gönül rahatlığı ile alırdım.
0
cleric
(01.03.18)
yukarıyı okumadım, kör olacaktım. aşağıda özeti okudum.

35 yaşındayım. fiziksel olarak bir sıkıntım yok ama 2 rahatsızlığım nedeniyle engelli raporu aldım. sonra gittim vergi indirimi başvurusu yaptım. kabul edildi. 60 yaşına kadar beklemem gereken emekliliğimi 2024 senesinde olacağım.

şehir içi ulaşımım ücretsiz. bir çok kurumdan indirimli tarifeden faydalanıyorum.

gram utanıyorsam şapşik olayım.

askerlikten muaf olduğun rahatsızlığın %40 ve üzerine engel oranı almanı sağlamayabilir. bilgin olsun.
0
teknikekip
(01.03.18)
bende de romatizma var. ben de askerlikten muafım.
ancak ve ancak engelli raporu almak o kadar kolay değil. askerden bile muafım kolayca engelli raporu alırım diye bir durum söz konusu değil. eğer kullandığın ilaçla düzeldiysen, şikayetlerin azaldıysa büyük ihtimalle eklem hasarın ya çok az ya hiç yok. dizin ne kadar açılıyor ne kadar kıvrılıyor, el bileği, omuz, ayak bileği, parmaklar, bel, kalça vs. herşeye bakılıyor. benim durumumda kullandığım ilaçlara rağmen dirençli bir durum var.

sadece romatoloji bölümünden rapor almaya kalksaydım alamazdım. romatoloji, ortopedi, fizik tedavi bölümünün ortak kararıyla engelli raporu alabildim. zaten verirlerse en fazla 2 senelik rapor vereceklerdir büyük ihtimalle. 2 senede bir raporu yenilemen lazım.

özeti okuyunca son detayı görmemişim. zaten birden fazla bölümün incelediğinin bilincindesin. romatoloji, göz tek başına yeter mi bilemiyorum.

alma ihtimalin varsa al. utanılacak, gurur yapılacak birşey yok.
0
sutlu nescafe
(01.03.18)
www.engelliler.biz

www.takvim2018.com

e kpss için %40 engelli olman lazım. ama o yüzdeyi vermek kurulun insiyatifinde. sana %39 veriler. sınava bile giremezsin mesela o zaman. ve bunu da o rapor eline geçmeden öğrenemezsin.

en az 3500k? memur maaşlarından haberi yok sanırım bunu diyenin.

araç indirimi için de yine en az %40 olmalı. bu arada aldığın araç da sıfır olmalı. ikinci el araç alımlarında ötv indirimi yok.

ha raporu alınca alnına engelli ibaresini basmıyolar. ben olsam imkan varsa gider alır ve tüm haklarımı kullanırdım. ama dediğim gibi kurulun vereceği oran önemli.

geçmiş olsun.
0
elorelia
(01.03.18)
Paragrafa bakınca kör olduğumdan tamamını okuyamadım. Orada başka detay varsa bilmiyorum, başlık ve özete göre yazacağım.

Bir kere İstanbul, Ankara gibi şehirlerde sadece ücretsiz toplu taşıma için bile rapor alınır. Üstelik hakkın olmayan bir şey istemiyorsun anladığım kadarıyla. Devletin çeşitli hastalık gruplarına tanıdığı bir imtiyaz bu. Bir dönem sağlık kurulunda çalıştım. Sırf ÖTV indiriminden yararlanabilmek için ölmesine ramak kalmış hastaları sedye üzerinde kapı kapı dolaştıran hasta yakınlarına kin güder olmuştum ama senin böyle bir durumun yok. Zaten alıp alamayacağın da kesin değil sanırım, sen git başvur isteyenin bir yüzü... Utanılacak bir şey değil ama iş yerinde veya sosyal hayatta kimseye söylemek zorunda da değilsin. İşe girişte, seyahat kartı çıkartırken ya da başka başvurularda 1 kere sunacaksın o kadar. Hatta emin ol senin de çevrende birilerinde mutlaka engelli raporu olan birileri vardır. 65 yaşa da ücretsiz hakkı geldikten sonra otobüse, vapura falan para ile binen kalmadı mesela asdfgfhjk işte bunlar hep rapor sahibi vatandaşlar.

Rapor yüzdesinin kaç olacağını şu yönetmeliğin www.resmigazete.gov.tr en sonundaki özür oranları cetvelinden kontrol edebilirsin. Birden fazla sisteminde sorun varsa toplam oran balthazard formülü ile hesaplanıyor. Onun için de forumlardaki hesaplama robotlarını kullanabilirsin.
0
nrmnm
(01.03.18)
Yazının tamamını okudum.
Şimdi, "Askerlikten muafsan engelli raporu da alabilirsin." gibi bir algı oluşuyor insanlarda ama @mayeskuel'in de dediği gibi, askerlikten muaf olmak engelli raporu alabileceğin anlamına gelmiyor pratikte. Çünkü engellilik oranı için bir cetvel var ve resmi olarak engelli sayılmak için %40 olması gerekiyor bu raporu alabilmek için. Ben de tek kulakta total işitme kaybından dolayı askerlikten muaf oldum. Başvurduğum bazı firmalar da "Şu an engelli personel almıyoruz." diyerek doğrudan reddettiler beni engelli olmamama rağmen. Yine eş dost, akrabalar "Engelli raporu al." diye diye ısrar edip durdular bana da. Ama hem o cetvele göre, hem de gittiğim hastanede engelli raporu veren birime göre benim genel engel oranım %18 olabiliyor en fazla. Eğer başka, geçmeyen/kronik rahatsızlığım varsa onların da oranı toplanarak %40 ve üstü olması gerekiyormuş. Dolayısıyla askerlikten muafım diye engelli raporu almam imkansız. Ama sende öyle bir durum varsa doğrudan raporu almaya çalış derim ben. Çünkü şu hayata bir kez geliyorsun, bunu da işsizlik veya daha kötü çalışma şartları ile mahvetmek çok mantıksız. Eğer sosyal bir devlette yaşıyorsak ve bu ülkede her şey olması gerektiğinden daha fazla zorluyorsa seni, neden senin elinde olmayan şeyler yüzünden yaşadığın sıkıntıların hayatını daha fazla zorlaştırmasına devam edesin ki? Devlet o cetveli ortaya çıkarmışsa ve sen de o şartları sağlıyorsan daha neden çekiniyorsun? Daha kötü durumda olanlar var ama onlar zaten bu imkanı kullanıyor. Senin bu belgeyi almanın onlara bir zararı yok ki? Her yönüyle sağlıklı insanların bu konuda seni eleştirmelerine de kulak asma. Onlara sormak lazım, "Tamam, sahip olduğum tüm ayrıcalıkları kazanacaksın ama sağlığın da benimki gibi olacak, kabul mü?" diye.

Kısacası alabiliyorsan al.
0
m e b
(01.03.18)
sonuçta hayatında diğer insanlardan seni geri bırakan bir durum varsa al engelli raporunu.

bir çok yararı oluyor. özellikle memuriyette.
0
mikahakkinen
(01.03.18)
Cevaplarınız için çok teşekkür ederim arkadaşlar.

@ Mayeskuel Evet ikisinin de farklı olduğunu biliyorum, muhtemelen bugün askerlik muayenesine gitsem sağlam verirler. Şartlar berbat olunca insan sistemin bug ını arıyor. Dediğin gibi alamazsam çok üzüleceğimi pek düşünmüyorum, benimkisi elimdeki fırsatı denemek sadece, beklentim düşük zaten.

@ Cleric Teşekkür ederim. İnsanlar bir tuhaf, birinin elinin tersiyle ittiği şeyleri başkaları elde etmek için bi yerlerini yırtıyor. Sonunda çaresiz kaldığım için deneyeceğim bu şansımı.

@ Teknikekip :D Senin adına sevindim.Utanılacak tabiki de bir şey yok.Vereceklerini sanmıyorum ama bir deneyeceğim.Emeklilik olayı harikaymış gerçekten. Peki maksimum kaç yıl çalışmış olacaksın 2024'e kadar?

@Sutlu nescafe: O kadar detaylı olması sıkıntı. Çünkü süreci oldukça uzatıyor. Bu da daha fazla hastaneye gitmek ve delirmem demek. Zaten rahatsızlık ortaya çıkalı rahat 8 yıl olmuştur ve ilaçlar büyük ölçüde geriletti.Ama vücut hasarı var mı bilmiyorum.Belki eğilmeler falan olmuştur.2 yılda bir değiştirilmesi sıkıntı olmuş.Peki engel derecen nedir?

@Elorelia Teşekkür ederim. Bence de bi denemeye dener. Maaşa gelmesek bile o devlete kapak atma düşüncesi insanları en çok motive eden şey. Herkes memur olmak için bi yerlerini yırtıyo.Sıfır araç olması durumunu biliyorum evet. 40 % da ciddi bir rakam.

@Nrmnm Çok iyi bir noktaya değinmişsin. Açıköğretim okuduğum için indirimli basıyorum toplu taşımada.Ve o bile o kadar fark ediyo ki tamamen ücretsiz olsa nasıl olurdu bilmiyorum ama bende de nasıl bi şey varsa bedavacılığı pek sevmiyorum. Bir de insanların engellilere olan tutumlarından dolayı olabilir bu çekinme durumu.Engellilere zavallı gibi davranmaları, acımaları, sanki bir şey lütfedermiş gibi davranmalarından nefret ediyorum. Ve bu en tahammül edemediğim şeylerden biridir. Çekinmemin bir sebebi de bu.Link ve bilgilendirme için teşekkür ederim.

@M e b En çok rahatsız olduğum konulardan biri de engelli raporunu almanın garanti olduğu şeklinde konuşmaları. Bence sen de eş dosttan sıkılıp raporu zorladın. İnsan ya sabır çekiyor. Ben de en sonunda baktım olayacak, bir şansımı denemek istedim. Dediğin gibi bana verilmiş olan bu hakkı neden değerlendirmeyeyim ki?

@Mikahakkinen Geride bırakan tek olay işsizlik. İlla memur olmaya şart değil, kurumsal bir şirket de olsa yeter. İnsani çalışma saatleri ve ortamı, servis, maaşların zamanında ve tam ödenmesi, insan gibi muamele görmek. Bunlar herkesin hakkı ama maalesef ülkemizde bu koşullarda bir işe girmek için ya çok başarılı geçmişinizin olması ya da güçlü bir dayının olması şart.
0
🌸İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(01.03.18)
delirme işin şansına. 3 sefer aldım. 3 sefer ortopedi oyaladı. ortopedi nedeniyle yalan olmasın da 6 ay beklemişimdir. rapor yazıp gönderecek o kadar. bendeki eklem hasarı gözle görülebilir seviyede. dizimde protez var, her eklemimde hasar var neredeyse. benim aldığım oranım yüzde 96.
sadece romatoloji ve göz ile yüzde 40'ı bulman çok kolay olmaz sanki. hele hele kontrol altındaysa.
diyelim ki bu sene gittin aldın. 2020'de tekrar alman lazım. 2022'de bir aksilik olmaz ise sürekli raporunu verirler.
0
sutlu nescafe
(01.03.18)
Gerçekten çok geçmiş olsun. Umarım tez zamanda iyileşirsiniz. Her eklemde hasar olması gerçekten çok ciddi bir şey. Peki 96 % lık bir rapor ağır engel durumuna girmiyor mu? Bu da bildiğim kadarıyla çalışamamak demek. Bu arada ben endi sağlık kontrolüm için bile hastaneye gitmeye üşenirken o kadar beklemeye, git gellere nasıl dayanacağım? Askerlik muayenesi zamanında bezmiştim hayatımdan. Üstelik 2 sende bir almak da bir nevi işkence.
0
🌸İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(01.03.18)
kurumsal şirketler engelli istihdam ediyorlar. zorunda tutuldukları için. ve de genelde bulmakta zorluk yaşıyorlar. ama çok mükemmel şeyler bekleme tabi. benim duyduğum asgari ücretle falan çok arıyorlar, tabi nitelikliysen ona göre de pozisyon bulabilirsin.

aradıkları tipte adam sensin. gerçekte işi engelleyecek bir engeli olmayan ama engelli raporu olan. öyle ağır engellileri falan almıyorlar tabiki, kim uğraşır öylesiyle. hak hukuk konusunu kafana takmamanı tavsiye ederim. emeklilik için bile değer, biz en erken 60 62 yaşında emekli olucaz, bu gidişle o yaşı göremem ben zaten. 45 50 yaşından sonra da kurumsal şirketler kapı dışarı edecek, ne bok yiyecek bu kadar insan bu ülkede muamma.
0
kveldulv
(01.03.18)
şöyle ki devlete sokabildiğini sok ona tamam ama engelli kadrosundan işe girdiğini (ki artık normal olduğunu ifade etmişsin) düşünürsek gerçekten işe ihtiyacı olan ve daha büyük engeli olan insanların hakkına girmiş oluyorsun, onlar ne yapsın taş mı yesin?
0
selam
(01.03.18)
düşünmeden almanı tavsiye ederim. diğer cevaplarda nedenleri açıklanmış zaten. hastalığına yüzde kaç verileceğini yönetmelikten bulmaya çalıştım ancak uzman bir doktorun yapacağı muayene/muayeneler ile hesaplanması gerektiğini gördüm. engelli forumlarında gördüğüm kadarı ile geçer şart olan %40 a kadar rapor alan var.
engelli raporu için e-nabız veya e-devlet üzerinden bir devlet hastanesinden randevu alacaksınız.
şu linkin 69. sayfasında güncel hastane listesi var. www.gib.gov.tr erken emeklilik için çalışırken bu raporu almanız ve raporun vergi indirimi maksadı ile veirlmiş olması lazım. ancak siz çalışmadan alsanız bile raporun aslı sizde durduğu sürece kanunen raporu aldığınız hastaneye başvurup gereken ibareleri rapora ekletebilirsiniz. vergi dairesi istemeyebilir de.

önemli olan nokta seçeceğiniz hastane ile ilgili araştırma yapıp işlerin hızlı ve problemsiz yürüyeceği bir hastaneyi seçmek. zira engelli raporu aldıktan sonra rapordaki dereceye itiraz etmek çok büyük dert. bir hastanenin %20 verdiğine başka bir hastane %35-40 verebiliyor. normalde yönetmelikte her hastalığın engellilik oranı ve nasıl hesaplanacağı belli olsa da yüksek egolu problemli bir doktor saçma sapan bir oran verebilir.

balthazard formulü ve engelli oranlarını içeren yönetmelik aşağıdaki linkte:
mega.nz!ux52hZhR!c9nAHJjr1hapWD8oj9BBew
0
yalanci mesih
(01.03.18)
üşenilir tabi ama mecburiyet olunca seve seve gidip geliyorsun.
yalanci mesih'in dediği gibi bir durum olursa daha fena. aldığın rapora itiraz edebiliyorsun ama belirli bir sayısı var. en son hakem hastanelere yçnlendiriyorlar. orası da son durak.
0
sutlu nescafe
(01.03.18)
@Kveldulv Ben de o tarz şeyler arıyorum,dediğin gibi nitelik olduktan sonra çok da sıkıntı değil.Açılan pozisyon için daha az insanla rekabet etmek de işin diğer bir güzel noktası. 62 yaşına kadar nasıl çalışabileceğiz bilmiyorum. Artık bastonla gideriz işe. O yaşta da işten çıkarılmak çok kötü bir sıkıntı olur, o yaştan sonra nasıl iş bulacaklar bilemiyorum.

@Selam Daha büyük engeli olanların bi noktaya kadar şansı var.O noktadan sonra ağır engelli sayıldıkları için bir işte çalışamazlar.Önemli olan bi iş yapmasına engel olmayacak bi engeli olması. Ben onların hakkını yiyeceğimi söylemiyorum, onlara da böyle bi hak verilmiş onlar da kullansın. Esas hak yiyenler hiçbir meziyeti olmadığı halde birilerinin sayesinde nitelikli insanların hak ettiği yerleri dolduranlardır.

@Yalancı mesih Değerli vaktini ayırıp araştırdığın için öncelikle çok teşekkür ederim. Dediğin gibi hastane kısmını çok araştırmam lazım.Askerlik muayenesi için tam 2 sene uğraştırdılar,birimlerin birbirine salladığı bile oldu, çünkü bazen o kadar saçma yerlere gönderiyorlardı ki birimler bile sinirleniyordu ne alaka diye. Kaç tane hastane dolaştırdılar en son Gata'dan heyete girdim, o şekilde verdiler. Onun için o kadar uğraştıysam bunun için Allah bilir ne kadar uğraşacağım. Belki daha kısadır bilemem ama zor olacağı kesin. Doğru hastaneyi bulmak kadar doğru doktoru bulmak da çok önemli. Öyle vergi indiriminde gözüm falan da çok yok açıkcası. Tekrardan teşekkür ederim.

@Sutlu nescafe Allah korusun. Sağlam küfür garanti galiba.
0
🌸İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(01.03.18)
Al gitsin. Hakkın
0
Delay Fuze
(01.03.18)
@İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi 2004 sigorta başlangıcım. 20 sene çalışma, 4400 prim günü istiyor. ben 3. derece engelli olduğum için buna tabiyim. tablosu şurada: www.kampanyalarimiz.com
0
teknikekip
(02.03.18)
@Teknikekip Verdiğin bilgi için çok teşekkür ederim.Bu inanılmaz bir motivasyon oldu. 20 yılda emekli olmak için bile uğraşılır. Aslında her insanın sahip olması gereken haklar için böyle şeylerle uğraşmak da ayrı bir kafa bozuyor.
0
🌸İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(02.03.18)
(11)

Gemi adamı iş ilanları para tuzağı mı?

m e b
Kariyer ve diğer platformlarda sürekli "X bin dolar maaş + ikramiye" gibi iş ilanları var, iş arayanlar görmüştür büyük ihtimalle. Şimdi bu ilanlarda "Sertifikası olmayanlar için eğitim veriyoruz, eğitim kurslarına yönlendiriyoruz." deniliyor. Bu tür ilanlar ve maaşlar hem şişirme hem de bu tür kurs
Kariyer ve diğer platformlarda sürekli "X bin dolar maaş + ikramiye" gibi iş ilanları var, iş arayanlar görmüştür büyük ihtimalle. Şimdi bu ilanlarda "Sertifikası olmayanlar için eğitim veriyoruz, eğitim kurslarına yönlendiriyoruz." deniliyor. Bu tür ilanlar ve maaşlar hem şişirme hem de bu tür kurslara kursiyer kazandırma amaçlı mı? Hiç deneyimleyen ve kesin bilgisi olan var mı acaba?
0
m e b
(27.02.18)
pek bilgim yok ama mesleki olarak böyle hard sell yapılan işler tırt oluyor. zaten çok karlı olsa millet akın ederdi bence. pompalanmasına gerek kalmazdı.
0
nick bulamadim
(27.02.18)
evet. keriz avı. sana bunun %100 garantisini veririm, türkiye'de de denizcilik sektörü tamamen bitti.
0
Photographer
(27.02.18)
para tuzağı evet. iki dayım da (yaşları 45-50 falan) 20-25 yıllık denizci. biri başmühendis, onun bile son yıllarda zaman zaman iş bulmakta zorlandığı oldu. sürekli olarak sektörün kötü durumda olduğunu söylüyor. denizcilik öyle 3 bin lira verip sertifika alarak yapılacak bir iş değil, alayı hikaye. ben de çocukken, ergenliğimde vs. hep istemiştim ama dayılarım özellikle "etme oğul" diyorlardı hep. gerçi bende zaten denizcilik okuyacak gafa yoktu matematik bilmiyodum ama olsun.
0
der meister
(27.02.18)
kardeşim işini ayarladıysan, çalışıcam diyorsan bunlara 3 4 bin tl para kaptırana kadar, 1000 tl ye çıkartırsın cüzdanı.


bunun dışında bunlar sana iş miş bulamaz, ancak iş bulma vaadi ile para tırtıklarlar.

sen de iş bulamazsın çevren yoksa. sana bunun da garantisini verebilirim.
0
Photographer
(27.02.18)
Alayı fasa fiso. Sertifika alma zorunluluğu var, o sayede para kazanıyorlar
0
MaNOfTheYear
(27.02.18)
haberde okumuştum galiba. burada çalışmak için sertifika alman lazımmış, sertifikayı veren kim? yine bu adamlar. yani senden kurs, sertifika parası alıyorlar. sonra iş veriyorlar mı bilmiyorum. böyle bir tezgah var yani.
0
cemiyetin ünlü siması
(27.02.18)
sertifika alabileceğin 123123 tane kurs var.

bunların sistemi şöyle. sen yol yordam bilmediğin için bunların tuzağına düşüyorsun.

bunlar toplam alacağın atıyorum 7 8 sertifika için senden 3500 tl para istiyolar

halbuki sen kursa gitsen vereceğin total 1000 tl.


yakayı kaptırdın mı kurtaramazsın.

adam sana 3500 demiyor, 1000 tl kurs parası diyor, sen arayıp sormuşsun kursu o da 1000 tl demiş sana , diyorsun en azından bunlar bana iş bulacak.

sonra şunun için 500 ver yoksa olmaz, bunun için 500 ver yoksa olmaz, şu sertifikayı da alman lazım yoksa iş bulamam sana(gereksiz sertifikalar), sağlık raporu için 600 tl vermen lazım(halbuki 150 tl falan alman galatada) böyle böyle böyle ne kadar yolabilirlerse o kadar yoluyolar.

hiç birinin meslekte herhangi bir yeterliliği yok. hep aynı 3 5 kişi fakat sürekli isim değiştirip kamufle oluyolar.

kanuni olarak iş bulabilmesi için o insanların uzak yol kaptanı olması lazım yani süvari, süvari olmak demek de denizde en az 15 sene kaptan olarak hizmet verip, aşırı zor sınavları geçebilmek demek.


hah diyelim ki sen 1500 tl tutan cüzdanı bunlardan 4.5 , 5000 tl ye çıkarttın.

iş bulma kısmına geldi.

bunlar bu sefer diyolar ki bana 1000 tl ver şu işe göndereyim sen. veriyorsun, gemiye gidiyorsun ilk limanda işten atıyolar seni.

neden? çünkü personel müdürü ile bu dolandırıcı adamlar bu parayı yarı yarıya kırışıyor.

tekrar mı iş istiyosun yine 1000 tl veriyorsun. yine aynısı oluyor.

bazen para istemezler ilk maaşını ben alırım derler, onda da ilk maaşı kırışır personel müdürü ile bu elemanlar.

bak bişey söyliyeyim ben kursa gitmeden önce işimi ayarladım, gittim cüzdan çıkarttım.

orada tanıştığım 100 insanın 96sı gemiye dahi çıkamadı.

bu ilanları görüp gelmiş, mezuniyet yok, meslek yok, tecrübeyok, adam afedersin vandan gelmiş, okuma yazması bile yok denecek durumda.

idda ediyor simsar beni 3000 dolara işe sokacak diye, olm lan 3000 dolar uzak yol 4. çarkçı, 3. çarkçı, 4. kaptan 3. kaptan maaşı.

sen ya gemici gidersin ya yağcı gidersin alsan alsan da taş çatlasın 2000 tl maaş alırsın türk bayraklı gemide. o işi bile bulamazsın.

şimdi düşün hangi firma bu adamı ne yapsın niye alsın? oran çok ciddi yüzde 96 sı benim zamanımda işler iyiyken gemiye adım atamadı.

gemiye adım atanlar da dediğim gibi 1 ay sonra şutlandı.

ben bile iş bulamıyorum 4 seneyi doldurdum denizde. neden bulamıyorum, ortalama 2500 dolar maaş alırken maaşlar düştü 900 dolara, o paraya da ben gitmiyorum.

azeri gürcü falan çalıştırıyolar.

bunun dışında hiç unutmam bi gün istanbula iş aramaya gittim, 4 tane denizcilik firmasına.

bu firmalar hep beni arayan çağıran firmalardı ama ya gemideydim, ya da firmamdan memnundum.

birincisine gittim, biz filomuzu sattık, 22 gemiden 2 gemi kaldı dedi

ikincisine gititm, biz artık türk personel çalıştırmıyoruz dediler.

üçüncü dördüncüye gititm yerinde yok firmalar. iflas etmişler. bastım küfürü akşama kadar starbaksta takıldım döndüm geriye :)

bunlar senelerin türk dev armatörleri.

geriye kaldı 5 tane firma. gidiyosun tamam iyi güzel ama sıra gelmiyor.

şu gün türkiyede sağlam sadece 5 firma kaldı, maaşları yüksek olan, kontrat parası olan, dolarla maaş veren, maaşı zamanında yatıran.

ee bu kadar deniz personeli işsiz, arkadaşlarımın da çoğu işsiz, öyle olunca da torpil faktörü giriyor işin içine.

yok 2000 tl lere çalışırım dersen iş var.
0
Photographer
(27.02.18)
@Photographer: Süreç tam da tahmin ettiğim gibiymiş. Yine de insan bu kadar kolay şekilde böyle karaktersizlik yapılacağına inanmak istemiyor. Teşekkür ederim detaylar için.
0
🌸m e b
(27.02.18)
Photographer sektoru guzel ozetlemis cidden.

"adam afedersin vandan gelmiş" dedigi kisimda kahkaha patlattim ama :D
0
brkylmz
(27.02.18)
işverenler bakar insana, deniz kıyısı olmayan yerden pek personel istemezler, bir de trakya bölgesi kabuldur bu duruma.
0
Photographer
(27.02.18)
bilmemkaç kuşaktır denizci bir ailenin üyesi olarak söylüyorum.
Kaptan'dan mühendise, uzakyolundan tankercisine kadar bir sürü gemide çalışan yeni yeni kendi işlerini kuran amcalarım ve babamdan edindiğim tecrübeyle söylüyorum:

Türk denizcilik sektörü rezalet durumda.

O ilanları verenler genelde gemilere personel bulan simsarlar oluyor. İnsanlar artık deniz sektöründen kaçtığı için adam bulmak zorlaştı. Simsarlar da işsiz adamları böyle bir alternatifle sektöre çekmeye çalışıyor. Niyet iyi ama pratik rezalet.

-Bu kurslar biraz para tuzağı. İşsizlikten kırılan insanlara umut satarak ceplerindeki son kuruşları tırtıklamaya çalışıyorlar. İş buluyor bulmasına ama bulana kadar cart parası curt parası.

-Diyelim ki kursu tamamladınız. İyi kötü sertifikaları aldınız. 2-3 büyük şirket dışında tüm denizcilik firmaları merdiven altı işletmelere dönmüş halde. Bu şirketlerde iş bulursanız iyi. Ama onlar da genelde bu alanda ilgili okullardan mezun gençleri alırlar. Yani kaldınız küçük şirketlere.

-Türkiye'de babadan kalma toprağı, evi apartmanı satıp 2 tane eski orta ölçekli gemi alıp armatör olan çok adam var. Sektör de bunlardan çekiyor.

-Size işi simsar bulur genelde. İlk maaşınız kadar bir ödeme talep eder komisyon olarak. Dananın kuyruğu da işi bulunca kopuyor.

-İş ilanlarında herkes bol keseden sıkıyor, şu kadar dolar maaş, bu kadar ikramiye diyerek. Ama iş ödemeye gelince ara ki bulasın.

-Vadedilen maaşlar 10 taksitte falan zar zor ödenir. Ödenirse iyi.
Personel nasılsa gemide, uzakta. Kimse şirkete uğrayamadığı için maaşlar geciktirilir.

-Çoğu zaman personel sözleşmesi bittiğinde parasının bir kısmını şirketten alamaz. 6 ay çalıştıysa, maaşlar taksit taksit 2 aya bölünerek ödenmiş olur. "Ödeme alamadık, borç vardı, yük gelmedi" gibi bahanelerle ertelenir. Sonra sözleşme biter. Personel gemiden ayrılır. Kalan parayı kurtarabilirse kurtarır.

-Denizcilik de havayolu işletmeciliği gibidir. Titizlik ister. Çünkü çok fazla maliyet değişkeni vardır.

Mesela yakıt maliyetleri (petrol fiyatlarına bağlı değişiklikler, döviz kurlarına bağlı değişiklikler, gemi sürekli hareket ettiği için yakıt alınan ülkedeki vergiye bağlı değişiklikler), mesela yanaşılan limanların maliyetleri, geminin yedek parça ve bakım maliyetleri vb. Bunların çoğu öngörmesi zor ya da beklenmedik artışlar gösterebilecek mevzular. Çok iyi finansal planlama gerektirir.

Ama yerli şirketler esnaf mantığından aldım verdim şeklinde yönetildiğinden hep borçla döner. Sürekli borçtadır. Gününde ödeme yapamazlar.

İmkanınız varsa yurtdışında denizciliğin güçlü olduğu ülkelerde eğitim alın, ve o ülkelerin şirketlerinde çalışın.
0
anten
(27.02.18)
(4)

Bir şeyi isteyerek yapmak ve yapmak zorunda olmak arasındaki fark

i was made for you
Öncelikle burada kastım severek piyano çalmak/zorla piyano kursuna gönderilmek falan değil, çok limitli bir bağlamda soruyorum.1- Çok zengin olmasına rağmen toplu taşıma kullanmak/araba alacak parası olmadığı için toplu taşıma kullanmak.2- Çok zengin olmasına rağmen küçük-normal bir dairede oturmak/
Öncelikle burada kastım severek piyano çalmak/zorla piyano kursuna gönderilmek falan değil, çok limitli bir bağlamda soruyorum.

1- Çok zengin olmasına rağmen toplu taşıma kullanmak/araba alacak parası olmadığı için toplu taşıma kullanmak.
2- Çok zengin olmasına rağmen küçük-normal bir dairede oturmak/parası olmadığı için küçük bir dairede oturmak.

Bir insan parası olmamasına rağmen toplu taşıma kullanıp bundan memnun da olabilir, bunu da sormuyorum, sadece iki kıstas var. Zengin olan, olmayanın zorunluluktan yaptığı ve memnun olmadığı şeyleri kendi isteğiyle yapıp memnun oluyor.

Bu durumdayken zengin olmayan kişinin memnuniyetsizliği sadece o şeye ulaşma imkânı olmamasından mı kaynaklıdır sizce, yoksa altında başka sebepler (neler?) de yatıyor mudur?

Zengin açısından bakarsak da "metroya biniyorum ama istersem helikopter alırım" rahatlığı mı olayı otantikleştiriyor (bir nevi oryantalizm gibi), yoksa o kişide helikopter alacak para olmasa da aynı zihniyette mi kalacak?
0
i was made for you
(26.02.18)
toplu taşıma ve araba örneği üzerine söyleyeyim, üçüncü durum da var ve o durumdakilerden biri benim. arabalara oldum olası merağım yok, ayrıca nasıl sürerim ya çarparsam diye mecbur kalsam bile sürmeyi öğrenmem çok zor. bisiklet sürerken bile aynı endişeyi taşıyorum. bu yüzden param var yok zenginim değilim meselesine hiç gelmeden araba satın almak benim için bir seçenek olmaktan çıkıyor.

demek istediğim, o şeyi arzuluyor olmaktan da öte kafasında olduğundan öte şeylerle ilişkilendirir olmak (statü-zenginlik göstergesi, konfor sağlayıcı vb.) memnuniyetsizliği doğuruyor. yani ordaki memnuniyetsizlik araba satın almakla bağlantılandırılmış şeylerden kaynaklanıyor arabanın kendisinden ziyade.
0
dafaisss
(27.02.18)
Bir şeyi yapabiliyor olmak yapmak kadar zevk vericidir. Yapamıyor olmaksa acı vericidir, çünkü hem o şeyden mahrum olursun hem de mahrumiyete mahkumsundur. Zengin kişi seçme hakkına sahip olduğu için mahkum değildir ve bu sebeple tercih ettiği memnun olmayacağı bir durum onun üzerinde olumsuz bir etki yaratmaz.
0
harvey
(27.02.18)
Bence, beğenmediği durumdan istediği an kendini kurtaracak olmanın rahatlığı var o tür insanlarda. Maddi ya da manevi yönden yapacak bir şeyi olmayan kişilerin kurtulmak için kaçacağı bir alternatifi yok ama.
0
m e b
(27.02.18)
Zengin olan rahat semtte otobuse biner ve kendini digerleri gibi hisseder. 6 yil boyunca metrobusle yenibosna'ya gelsin oradan sabah aksam gunesli bagcilar minibusune binsin.
0
ykyt
(27.02.18)
(7)

Çevrimdışı kullanmak için web sayfasını nasıl kaydedebilirim?

m e b
Ctrl + S veya ekran görüntüsü gibi işlevsiz şekilde kaydetmekten bahsetmiyorum.http://www.ejder.com/akraba-bul/ böyle bir site buldum. Ben istiyorum ki bunu kaydedeyim bilgisayara. Normal çevrimdışı sorgulama yapabileyim. Bu mümkün mü?
Ctrl + S veya ekran görüntüsü gibi işlevsiz şekilde kaydetmekten bahsetmiyorum.
www.ejder.com böyle bir site buldum. Ben istiyorum ki bunu kaydedeyim bilgisayara. Normal çevrimdışı sorgulama yapabileyim. Bu mümkün mü?
0
m e b
(26.02.18)
Bu siteyi kaydedemezsin ama algoritmayı çözmek zor değil, birkaç sene önce ben de böyle bir şey yapmıştım ama bencillik edip sadece kendim bakmıştım. O zamanlar hatta TC kimlik numarası girince isim soyisim de getirilebiliyordu. Bilindik siyasetçilerin falan da soyuna sopuna bakmıştım Türkçe olmayan isimliler de çıkmıştı :)
0
goodz
(26.02.18)
tüm veri tabanını indirmediğiniz sürece (ki arka panele ulaşmadan indiremezsiniz sistemde bir açık yoksa) sitenin çalışan kısmını indirmeniz bir işe yaramaz. ama mesela ekşi sözlüğün tamamını tarama metodu ile indirebilirsiniz. çünkü sitenin çalışan veri tabanı zaten görünen entryler. (tabi gizli mesajlar ve silinmiş entryler inmez.)

dediğiniz yapmak mümkün değil.

fakat ekşi sözlük gibi bişeyi indmrek için "teleport pro" kullanaiblrsiniz. ve fakat özellikle sözlük için konuşursak siteyi indirmek terabytelarca veri ve aylar sürebvilir :))
0
i dont know i dont care
(26.02.18)
winhttrack
0
freetakilir
(26.02.18)
@goodz
@i dont know i dont care

İşte, o arka plandaki algoritma ile doğrudan getirilmiyor mu arama sonucu olarak? Bende de Excel dosyası var, aynı mantıkla çalışıyor ama bu sitedeki gibi derli toplu değil. Bu web sitesindeki bu sayfayı algoritma ile beraber kaydedebilirim sanmıştım.
0
🌸m e b
(26.02.18)
@freetakilir: Bahsettiğim sitenin ilgili kısmını mı taklit ediyor bu uygulama?

Bu arada, denedim ama tam olarak kopyalamadı sistemi. Bildiğimiz Ctrl+S ile kaydedilmiş gibi, o kadar. Android'den denedim.
0
🌸m e b
(26.02.18)
server side'da işlemleri göremezsin. betik üzerinden çalışıyor.
0
goodz
(26.02.18)
Ben siteye bakmadan önerdim de, evet server tarafını göremezsin.
0
freetakilir
(28.02.18)
(21)

Arayan zil sesiniz nedir?

Amaranta ursula
Merhaba Biri sizi aradığında hangi müzik çalıyor?Benim bu:https://youtu.be/c2GWDlEU1A4
Merhaba
Biri sizi aradığında hangi müzik çalıyor?

Benim bu:
youtu.be
0
Amaranta ursula
(26.02.18)
www.youtube.com

bunu kullanıyorum, zil sesi yapmak için kaydettim.
0
Photographer
(26.02.18)
8 senedir Rihanna - Man Down. Arada değiştiriyor gibi oluyorum ama bu sefer de alışamıyorum.
Millet oturduğu yerde Rihanna - Man Down çalınca mesaj atıyor bana "Aklıma sen geldin." diye. O derece yani. Evet.


youtu.be
0
m e b
(26.02.18)
Osman Sonant - Tehlikeli Oyunlar'dan bir kuple (Leyla ile Mecnun)
0
simderun
(26.02.18)
doxanikee
(26.02.18)
14-15 senedir falan bu çalıyor: youtu.be bu saatten sonra da sanırım değiştirmem ölene kadar. :/
0
10032007
(26.02.18)
tepedeki psychedelic adam
(26.02.18)
puscifer - the rapture (fear is a mind killa mix)

www.youtube.com

edit: @tolkien hayrani, uzunca bir sure afraid to shoot stranger'ın o solosunu kullanmıstım. MUHTESEM SECİM.
0
rahip janick
(26.02.18)
lesmiserables
(26.02.18)
Doctor who introsu çalıyor bende. Eskiden babam arayınca darth vader konuşsun, annem arayınca "are you my mummy" desin gibi şakalar komiklikler yapıyordum ama artık yapmıyorum.
0
kobuzchu kiz
(26.02.18)
sutlu nescafe
(26.02.18)
basın girdiği kısımdan itibaren çalıyor.
www.youtube.com

bi önceki de şuydu
www.youtube.com
0
yuto
(26.02.18)
www.youtube.com

paylaşılan linklerdeki ( iron maiden hariç ) hiç bi şarkıyı beğenmedim :)
0
spirit crusher
(26.02.18)
www.youtube.com

pek çaldığı duyulmaz, genelde titreşim veya komple sessizde ama resmi olarak bu var 3-4 senedir.
0
Bruce
(26.02.18)
www.youtube.com

coldplay - clocks

vazgeçemiyorum..
0
ontheroad
(26.02.18)
Bir cok versiyonu var ama benim en cok sevdigim bu, o yuzden 2 senedir bunu kullaniyorum;

youtu.be
0
dedim ben sana
(26.02.18)
Telefonun standart sesi, o da nadiren. Genelde sadece titreşimde kullanıyorum. :/
0
aychovsky
(26.02.18)
Sessizde kullaniyorum ama actiysam bu

youtu.be
0
passive aggressive
(26.02.18)
unifeel
(27.02.18)
futurama açılış müziği
0
inheritance
(27.02.18)
soner sarıkabadayı-tekamül
0
technicalte
(27.02.18)
Sır dosyası isimli dizinin jenerik müziği çalıyor.
0
ceyhan prensi adana
(27.02.18)
(1)

Turktelekom Hat kullanan?

Humanimal
Rica etsem kullanmayacak olan varsa turktelekom avantaj uygulamasına girip turna.com 25 tl indirim kodu gönderebilirmi?
Rica etsem kullanmayacak olan varsa turktelekom avantaj uygulamasına girip turna.com 25 tl indirim kodu gönderebilirmi?
0
Humanimal
(25.02.18)
Gönderdim.
0
m e b
(25.02.18)
(8)

hiç beklemediğiniz anda çok sevdiğiniz bir şarkıyı duymak

rare
neler hissediyorsunuz?bugün sinemada izlediğim bir filmde başıma geldi tekrar, bu aralar bir iki kere daha yaşamıştım:başımdan aşağıya karıncalandı vücudum, sonra kısa süreliğine de olsa dalga dalga hızlıca yayıldı. çok mutlu hissettim kendimi.bu şekilde hissedenleriniz oluyor mu? siz neler düşünüyo
neler hissediyorsunuz?
bugün sinemada izlediğim bir filmde başıma geldi tekrar, bu aralar bir iki kere daha yaşamıştım:
başımdan aşağıya karıncalandı vücudum, sonra kısa süreliğine de olsa dalga dalga hızlıca yayıldı. çok mutlu hissettim kendimi.

bu şekilde hissedenleriniz oluyor mu? siz neler düşünüyorsunuz?
0
rare
(25.02.18)
Mutlu oluyorum
0
O beni prenses peri sanıyor
(25.02.18)
sanki her şey ağır çekimde hareket ediyor, ben filmin en önemli kızıyım, saçlarım rüzgarda dalgalanıyor. karşımda on numero bir erkek var, bana gülümsüyor, ben de ona gülümsüyorum. sonra bi amca geliyo, "ne edirsen qızım" diyor, ben uyanıyorum. :(
böyle.
0
thomson'un uzumlu keki
(25.02.18)
Şokla karışık mutluluk, heyecan.
0
l arrache coeur
(25.02.18)
Moralim ne kadar bozuk olursa olsun bir anda yükselişe geçiyor. (Ağlatan şarkı olmamak kaydıyla.)


Böyle ufak detayları seviyorum hayata dair. Mesela bir marketteyim ve çıkmak üzereyim. Sırf sevdiğim şarkı çalıyor diye bitmesini bekliyorum.
0
m e b
(25.02.18)
İçim ısınıyor, çok mutlu oluyorum.
0
aychovsky
(25.02.18)
mutlu hissettirip oraya bağlıyor. 1 saat önce radyoda sevdiğim bir şey çalmaya başladı. oturdum onu dinledim hala oturuyorum. daha sonra elbette youtubedan falan dinleyebilirdim de, o anın keyfini sürmek istedim.
0
ron dennis
(25.02.18)
Adrenalin pompalanıyor, heyacan basıyor birden. Ne oluyor lan!! oluyor.
0
Uncle Sam
(25.02.18)
kafam karıncalanıyor benim de. 3 saniyelik tuhaf bir his, sonra geçiyor.
0
sir gawain
(25.02.18)
(5)

Zeytinyağı insanı çarpar mı?

m e b
Saat 4-5 gibi karnım acıktı diye çay tabağına zeytinyağı koyup üstüne de baharatlar atıp ekmek bana bana yemiştim. Şimdi ise bayağı kötüyüm. Midem bulanıyor, gözlerim ağrıyor ve başım çatlayacak gibi ağrıyor. Son bir saattir böyleyim. Yağ mı yaptı acaba? Gerçi önceden de yediğimde böyle olmadım ama
Saat 4-5 gibi karnım acıktı diye çay tabağına zeytinyağı koyup üstüne de baharatlar atıp ekmek bana bana yemiştim. Şimdi ise bayağı kötüyüm. Midem bulanıyor, gözlerim ağrıyor ve başım çatlayacak gibi ağrıyor. Son bir saattir böyleyim. Yağ mı yaptı acaba? Gerçi önceden de yediğimde böyle olmadım ama ne oluyor acaba bana? Şu an resmen başkasının gözünden görüyor gibiyim kendi gözlerim yerine.
0
m e b
(24.02.18)
laksatif etki yapabilir. kolay gelsin :)
0
La Femme D'argent
(24.02.18)
tansiyonun düşmüş düzgün yemek ye geçer.
0
acımasız gerçekler
(24.02.18)
Gerçek zeytinyağı böyle bir etki yapmaz güvenilir bir yerden aldığına emin isin birde baharat olarak ne ekledin belki o yapmış olabilir
0
karabela
(24.02.18)
BaharatlArda dokunmuş olabilir belki.
0
yorgunpanda
(25.02.18)
@karabela: El yapımı yağ idi, fabrika ürünü değildi. Kekik, kırmızı pul biber ve sumak eklemiştim.
0
🌸m e b
(25.02.18)
(4)

Adalet bakanlığı ve Hakimlik savcılık müesesi hakkında.

denklemci
Evet arkadaş geçmişten günümüze gelen giden iktidarların bir kılıç gibi kullandığı bu kurum ve çalışanları hakkında düşünceleriniz nedir.
Evet arkadaş geçmişten günümüze gelen giden iktidarların bir kılıç gibi kullandığı bu kurum ve çalışanları hakkında düşünceleriniz nedir.
0
denklemci
(22.02.18)
iyi ki varlar ama çok torpil dönüyor be.
0
diffarentiationation
(22.02.18)
Bir arkadaşım üç kere girdi, üçünü de kazandı. Mülakatların ilk ikisinde "referans"ı yok diye elendi ama bir başka arkadaşımın "referans"ı var diye göreve başladı. Verilen emeklere çok yazık.
0
m e b
(22.02.18)
sınav mı yapıyorlar, giriyorsun kazanıyorsun hatta belki en yüksek puanı yapıyorsun ama mülakatta eleniyorsun. biilnmeyen ülkenin bilinmeyen kurumlarında her şey bu şekilde ilerliyor.
0
pinkpeony
(22.02.18)
güven vermiyor hiç. aklı olan hakim savcı da konumuna güvenmesin. çok takdir ettiğim bir hakimin ihraç edildiğini öğrendim yine. eğer dedikleri gerekçe doğru ise yazık olmuş gibi duruyor. avukatlık da yaptırmıyolar ihraç olanlara. hala etkisindeyim. ha benim dediğim mesleki güvendi.

ben 3 kere girip 3 kere kazanıp 3 kere elenen tayfadanım, o zaman baraj vardı, daha zordu sınav. şimdi yıllar geçti üstünden. artık onlar beni hakim yapmak isteseler bile benim hakim olasım yok.
0
cabiday
(22.02.18)
(13)

Kendinizi özgür, yeterli, özgüven sahibi, fenomenolijik hissediyor musunuz?

femme vitale strikes back
SbBen hissetmiyorum. Dört yanım sarılmış gibi, her biri ayrı yerden çekiştiriyor.
Sb

Ben hissetmiyorum. Dört yanım sarılmış gibi, her biri ayrı yerden çekiştiriyor.
0
femme vitale strikes back
(22.02.18)
Evet. Gayet mutlu ve umutluyum.
0
attila
(22.02.18)
Hayır, hiçbirini hissetmiyorum. Ömrüm boyunca da hissedebileceğimi düşünmüyorum. Övünç olarak söylemiyorum ama özgür değilim çünkü hep çevremi mutlu etmeye, kırmamaya, hep gönüllerini hoş tutmaya çalışıyorum. Bu bir noktadan sonra yük olmaya başlıyor, kendi hayatını kaçırıyorsun. Üstelik bu yaptıklarının da karşılığını göremeyince tüm motivasyonu yitiriyorsun. Parasız olmak da özgürlüğümü kısıtlayan, dört duvar arasında günümü geçirmeme sebep olan bir şey.


Yeterli değilim hiçbir konuda. Tutunacağım bir dalım, yeteneğim yok. "Şu konuda insanlığa katkım var." diyemiyorum. Bomboş biriyim.

Özgüven değişken bir şey bende; milletin utandığı şeyde hiç utanmam ama en gerekli anlarda ise kabuğuma çekiliyor, pasif pasif izliyorum olan biteni.

Genel olarak bu şekilde öleceğimi düşünüyorum.
0
m e b
(22.02.18)
Tam fenomenolijik hissedicem bi gülme geliyor. Diyorum ki olm kendine gel manyak mısın. Öz güvenim var ama. Yerine göre özgürüm de.
0
dissendium
(22.02.18)
Fenomolojik = Kendine özgü, nevi şahsına münhasır.
0
🌸femme vitale strikes back
(22.02.18)
Uf son derece. Son 1 yildir, her gun daha da artiyor bu.
0
bedbed
(22.02.18)
Yani fenomoloji kavramı bu şekilde sıfatlaştırılabilir gibi geldi bana ama yanlış düşünmüş de olabilirim tabii. Agrasyonun çok çekici.
0
🌸femme vitale strikes back
(22.02.18)
Yoo, hissetmiyorum. Hiç hissetmedim ama bunları da engel olarak düşünmedim. Özgür, yetenekli, vb. isem veya değilsem ne yapayım, kendimi mi keseyim. Ne yapacaksam yine onu yapıyorum, olduğu kadar. Tabii, sıfır yetenekle piyanist olmaya uğraşmadım. Oluyorsa oluyor, olmuyorsa çok güzel yere çakılıyorum. En fazla bunalıma girerim, arayışa girerim bir süre; o da olumluü. Başarısızlıktan ziyade eneğin yok sayılması rahatsız eder beni. Özgüven, mözgüven, fenomen, vb bana tırı vırı geliyor; çok da etkileyici faktörlermiş gbi gelmiyor. Neticeye bakmıyorum, Hatice’ye bakıyorum. Hatice neticeden daha önemli bence.
0
aychovsky
(22.02.18)
yeterince yeterli ve özgür hissetmiyorum fakat hissedebileceğim duruma gelmek için çaba gösteriyorum muhtemelen birkaç yıl içerisinde bu sorunun cevabı kısmi evetten tamamen evete dönecek benim için.
0
biravekahve
(22.02.18)
özgüven? hmm. şöyle böyle. kötü değil.
özgür? nalaka.
yeterli? ııı-ıhh.
fenomenonololo?? ilk kez duydum ama kendine özgü demek ise yes, ben oyum bebeğim.
:)
0
thomson'un uzumlu keki
(22.02.18)
Ben hissediyorum hem de hepsini, elbette yer yer olaylar karşısında mutlaka sorguladığım düşüşlerim oluyor ama öyle günler aylar vermedim üzerine.

Özgür hissediyorum çünkü düşündüğüm şeyi kim ne der düşünür korkusu taşımadan söyleyebiliyorum, benim kırgınlığım üzerine saniye harcamayarak hareket etme özgürlüğüne sahip bi insan karşısında ben de onu kendi özgürlüğümle tanıştırıyorum, eh kaldırabiliyorsa ne ala ama ağlayacaklarsa oynamayalım :).

Yeterlilik ise şöyle elbette bir çok eksiğim var ama kapasitesine sahip olduğumu bilmek, gereklilik halinde o donanımı da edinirim diye bakmamı sağlıyor olaylara. bu yüzden hiç bi konu karşısında ben de bu var mı sorusunu bile sormadan bunu bilmiyorum ama atla deve değildir yapılır diye yaklaşıyorum.

Özgüven konusunda ise ilk başta bahsettiğim yer yer düşüşler var ya işte onlar elbet oluyor şuram şöyle mi olsaydı buram böyle mi dursaydı skjnk kendime herkesden daha acımasız davranırım bu konularda ama o kadar bunun altından çok istiyorsan öyle olmasını yap o zamanlarla, karar alışlarla ve en çokta beni ben yapan şeylerin ne kadar önemli olduklarını hatırlatmakla sıyrılıyorum. Sanırım özgüvenimi en çok destekleyen şey şahsına münhasır olduğuma inanmak ki ben herkesin öyle olduğuna inanırım. Herkes herkesle güler ama benle başka güler diye bakarım şunu o da yapar ama ben de bi başka yaparım diye bakarım. Çok egoist bi yaklaşım gibi durucak belki yalnızca okunduğu için ama o çiğlikte değil . bu benim yalnızca kendime olan yaklaşımım kimseye ben var yaa ne anasının gözüyümdür diye anlatmıyorum tabi :D bunu insanın yalnızca hissetmesi bile karşı tarafa bi şey söylemeye kalmadan geçer diye düşünmüşümdür ki bunun geri dönüşlerini de hep aldım.

arada böyle gücünü ve kim olduğunu unutabiliyor insan, eminim düştüğünden daha iyi kalkıcaksındır ki düşmelerin tek iyi yanı da bu sanırım ,sen sadece senden bi tane daha yok onu hiçbir şeyin unutturmasına izin verme gerisi çorap söküğü gibi gelir zaten.
0
Meninasplash
(22.02.18)
Hiç kimse özgür olamaz. Özgürlük ulaşması modern hayatta imkansız olan bir ütopyadır, bunu geçelim. Dağdaki keçiler bizden daha özgür.

Yeterli: Değilim. Ben oldum demek büyük yanlışlık. Gelişime kapanmak demek. Genelde çocuğu olan insanlarda görülen bir yanılsama.

Özgüven sahibi: Evet ama hayır. Diz 1000 tane sapı samanı önüme Tyler Durden gibi rol keserim özgüvenden. Ama üçer dörder dil bilen, kapısından geçemeyeceğim kolejleri bitirmiş, yıllık bütçesi Türkiye'nin tamamının ekonomisinden büyük üniversitelerde ders veren bir adamın karşısında özgüven falan kalmaz, fındık formuna dönüşür içime kaçarım yalan yok.

Fenomenolijik olarak bize gelmez zati.
0
bos gezenin bos ustasi
(22.02.18)
fenomenolijik nedir?
0
sen git ben geliyorum
(22.02.18)
farenjit gibi bir sey. hissediyorum.
0
ateistanbul
(22.02.18)
(19)

Üstü kapalı olarak maaş soran esnaf

gölgede aynı
Geçen girdim bir lokanyaya yemek yiyorum. Lokantacı başladı yok piyasalar kötü falan. Sizin durum iyidir değil mi piyasaya göre dedi. hee deyip geçtim. Yahu bu nasıl kafa ya ? adam utanmasa maaşın ne kadar diyecek. Böyle durumlarda sakin olmakta zorlanıyorum. Sinirlenmekte haklı mıyım sizce ?
Geçen girdim bir lokanyaya yemek yiyorum. Lokantacı başladı yok piyasalar kötü falan. Sizin durum iyidir değil mi piyasaya göre dedi. hee deyip geçtim. Yahu bu nasıl kafa ya ? adam utanmasa maaşın ne kadar diyecek. Böyle durumlarda sakin olmakta zorlanıyorum. Sinirlenmekte haklı mıyım sizce ?
0
gölgede aynı
(22.02.18)
direk haksızsınız. adamın belli işleri bozuk, sizdee piyasa nasıl demiş. maaşınızı sormamış bir şey yapmamış. esas sorun bunu takmak ve buraya yazacak hala gelmek
0
habula
(22.02.18)
Sizin durum iyidir derken çalıştığınız piyasayı veya mesleği işaret etmiş gibi geldi bana, bana da haksızsınız gibi geldi.
0
atom karincanin torunu
(22.02.18)
bizde de kötü demeni bekliyor. teselli edecek kendini
0
sttc
(22.02.18)
Pek haklı görmedim seni
0
all girls dream
(22.02.18)
yahu lokantacı geyiği yapmış işte ne var.
0
binder dandet
(22.02.18)
stresli olmayın derim
0
biravekahve
(22.02.18)
Haklısınız. Keşke çekip vursaydınız orada. Bu ne pişkinlik? Bu ülkede kimse haddini bilmiyor, ona üzülüyorum. Bir de keşke lokantadan çıktıktan sonra arkanıza baksaydınız geliyor mu diye. Maaşınızın peşine düşmüş adamdan her şey beklenir.
0
m e b
(22.02.18)
Gelirinden memnun değilsen sinirlenmen anlaşılır ama herif boş muhabbet açmış işte. Senin sektördeki durumu sormuş, aylık gelirini değil.

Başka bir şeye sinirlenip, sinirini adama mı odakladın acaba?
0
lazor
(22.02.18)
i was made for you
(22.02.18)
Her boka bu kadar kafayi takiyorsunuz ya. Ben mi manyagim yoksa tersi mi diye dusunmeden duramiyorum.
0
bedbed
(22.02.18)
haksızsın. adam ayaküstü muhabbet ediyormuş işte. sonuçta önünde menü var; milyarder de olsan on kat kilitleyecek hali yok. pireyi deve yapıyorsun.
0
sen git ben geliyorum
(22.02.18)
Hayatta hic derdiniz yok galiba. Olsa boyle sacma seyleri dert edinmezdiniz.
0
tosunpasa
(22.02.18)
Aynen utanmasa maasini soracak, ne kadar da buyuk ayip.
0
baldur2
(22.02.18)
adam bir şey dememiş abartmışsın.
0
prodeq
(22.02.18)
Nasıl bir ülke olduk bilmiyorum. Adamın teki gelip size ülkenin yerle bir ekonomisinden dert yanarak, en azından sizin kendinizi kurtarmış olma ihtimalinizi merak etme cürretinde bulunup teselli arayışında olabiliyor resmen.
0
onemoremile
(22.02.18)
hah işte bunun kadın versiyonu da "ay selam verdi kesin s*kecek" diye dolanır ortalarda.

he amk adamın işi gücü yok tek merakı senin kaç para aldığın, eve girerken de bayıltacak seni, bankamatik kartıyla da tüm mayışını çekecek.
0
hosein
(22.02.18)
bende bu maaş olayına bu kadar takılanları anlamıyorum, ben yakın çevreme çat diye küsüratına kadar söylerim, daha mesafeli olduğum kişilere de aralık veririm. hiç tanımıyorsam aralık genişler.


devlet sırrı değil ki maaşa göre mi muamele yapılıyor insanlara
0
tolga asp
(22.02.18)
esnaf geyiği +1

birde esnaf lokantalarına özel bir durum vardır. ilk kez gittiğinizde muhteşem bir yemek ve hizmet sunarlar. yemekler bol kepçedir. çorbalar lezzetli. fiyat inanılmaz uygundur.
bu arada esnaf arkadaş sohbet eder sizinle. mesleğinizi, çalıştığınız yeri öğrenmeye çalışır. ödeme yaparken cüzdanınızı, ticket kullanıyorsanız ticket bakiyesini, fiş koçanını gözler. sizin gelirinize dair tahminlerde bulunur.

sonra ki ziyaretlerinizde porsiyon gramı azalır. ikramlar biter. fiyat ilginç bir şekilde her gün azar azar artar. bahşiş bırakır ya da çok yerseniz sorun yok ama az yerseniz, bahşiş yoksa bir daha yüzünüze bakmazlar.

öğle yemeklerinde yemek yediğim restoranları genelde 3-4 haftada bir değiştirirdim bu yüzden.
0
cliquot
(22.02.18)
bence sen hiç evden çıkma
0
dafuq
(22.02.18)
(3)

have had/ had had kalıbı hangi konuda geçiyordu

mete kudur
sb
sb
0
mete kudur
(22.02.18)
Past perfect tense
0
femme vitale strikes back
(22.02.18)
Tense'lerde geçiyor.

Have + Verb3 (the past participle) ---> Present perfect tense.

Had + Verb3 (the past participle) ---> Past perfect tense. (Bu tense, iki geçmiş olaydan bahsederken daha önce gerçekleşen olayı anlatırken kullanılıyor.)
0
m e b
(22.02.18)
€xpolerer
(22.02.18)
(4)

Bir batak türü vardı ama

m e b
2 kişi ile oynanıyor. Kart destesi ortaya konuluyor ve bir o, bir sen sırayla ortadan kart seçiyorsun. Herkesin iki karta bakma hakkı var. İstersen ilkini, istemezsen ikincisini seçiyorsun. Böyle böyle ortadaki kart bitene kadar seçiyorsun, almadıklarını ise yan tarafa kapalı şekilde koyuyorsun. Son
2 kişi ile oynanıyor. Kart destesi ortaya konuluyor ve bir o, bir sen sırayla ortadan kart seçiyorsun. Herkesin iki karta bakma hakkı var. İstersen ilkini, istemezsen ikincisini seçiyorsun. Böyle böyle ortadaki kart bitene kadar seçiyorsun, almadıklarını ise yan tarafa kapalı şekilde koyuyorsun. Sonra kozu belirliyor ilk kişi. Biliyorum, bok gibi anlattım ama bunun adı neydi? Rus/Çin batağı değil.
0
m e b
(22.02.18)
Biz Rus batağı niyetine oynuyoruz.
0
Depik
(22.02.18)
rus batağı
0
olkol
(22.02.18)
Ama Rus batağında yerde kartlar iki tarafın da önüne açılıyor. Benim bahsettiğim bu oyun, onun bir türevi mi?
0
🌸m e b
(22.02.18)
biz rus batağı diye oynardık onu. kartların açıldığı versiyonu bilmiyorum.
0
olkol
(22.02.18)
(7)

inatçılara soru

Bruce
niye inatçısınız?en gıcık olduğum insan tipi inatçı yetişkinler. ergen olursun, kişiliğin oturmamıştır anlarım da; koca insan olup gereksiz inatçılık yapanlara anlam veremiyorum.bahsettiğim inatçılık "kararlılık, dirayet, azim, sonuna kadar gitmek" gibi eylemlerden farklı, o kısımla karıştırmayınız.
niye inatçısınız?

en gıcık olduğum insan tipi inatçı yetişkinler. ergen olursun, kişiliğin oturmamıştır anlarım da; koca insan olup gereksiz inatçılık yapanlara anlam veremiyorum.

bahsettiğim inatçılık "kararlılık, dirayet, azim, sonuna kadar gitmek" gibi eylemlerden farklı, o kısımla karıştırmayınız.

en kötü özelliğiniz nedir sorularında da sık sık görüyoruz, inatçılığının farkında olan çok insan var. o zaman sizi bu inadı bırakmaktan alıkoyan nedir?
dalga geçmek ya da sitem etmek için sormuyorum bu arada, cidden merak ediyorum, nasıl bir his. mesela kendinizi durduramıyor musunuz inat ederken? ya da birinin söylediği şeyi dinlemek, başkalarının önerilerini/tavsiyelerini dinlemek sizin için niye zor?

bu kadar zor olmamalı diye düşünüyorum çünkü, insan kendini tutamayarak nasıl inat eder anlayamıyorum. ya da bilerek inatçılık mı yapıyorsunuz, neden ki?

(tiklerin bir kısmı sabaha kalabilir)
0
Bruce
(21.02.18)
Mantıklı olan şeyin, inat etmek olarak yorumlanan şey olması ve kişinin zekasına, bilgisine, tecrübesine güvenmesi bence temel sebep.

Tabii “bana ne bana ne yemeği orda yemiycez, şurda yiycez” gibi bir inat değilse bahsedilen.

Sevmediği özellikleri arasında inatçılığı sayan insan muhtemelen “mükemmelliyetçi”liğini de ekliyordur. Dikkate değecek insanlar değil fikrimce.
0
lazor
(21.02.18)
Kendini değerli hissetmek istemekle bi ilgisi olabilir, düşük özgüvenle de. Ben inatçı biri değilim ama tanıdığım en inatçı insanın "biricik olma" gibi bir kaygısı ve eser miktarda özgüven problemi vardı.
0
femme vitale strikes back
(21.02.18)
Ben hem çok sabırlıyım hem de çok inatçı. Mesela kolay kolay kimseye darılmam hep ortak yolu bulmaya çalışırım, ama eğer birine küsersem imkanı yok tekrar barışmam, ki 35 yaşındayım toplamda 5 kişi var bu şekilde hayatımdan çıkardığım. Hepsi de çok yakın arkadaşımdı, 2 defa iş değiştirdim sırf bu sebepten yüzlerini görmemek için, kurulu düzenimi bozdum.

Bilerek ya da bilmeyerek, ister huy de ister başka birşey, ama iş o raddeye gelince gözüm hiçbişeyi görmez, hiç bişi umrumda olmaz.

Hani bazen "50 yıllık evliler ama 35 senedir aynı evde birbirleriyle küs kaldılar konuşmadılar" gibisinden haberler olur gazetelerde. Muhtemelen benimde benzer şekilde haberimi yaparlar, o potansiyel var.
0
zikardo
(21.02.18)
Aslında inatçılık çok genel bir ifade. Hani, neye göre inat mesela? Kimileri her alanda "Dediğim dedik, çaldığım düdük" anlayışıyla hareket ediyor. Öyleleri de zaten iflah olmuyor, bir sonraki olayda yine aynısını yapıyor. Kaldı ki kendi deneyimleri zaten, bize zararı yoksa kendini kurtarır ya da batırır.


Kendi adıma konuşacak olursam, genelde inatçı değilimdir, hatta şu hayatımın %95'ini hep çevremdekilere göre yaşamışımdır. Ama inatçılığımı tetikleyen şeyler oldu mu da geri adım atmıyorum bir şeyden. Kızdığım veya anlaşılmadığım ya da bir noktada bilerek anlaşılmadığımı düşündüğüm anlarda dediğimde diretir, bunu faaliyete dökerim. Nice olaylar olmuştur içten içe sonunda pişman olduğum ancak yine o ana dönsek aynısını yapacağım. Bir de zorunda olmadığım bir şeyi biri bana diretirse yapacağım varsa da yapmıyorum o işi. Halbuki o istemese zaten ben teklif edecektim. "Hadi, yaparsın sen" denilmesi ve çantada keklik olarak görülmek inat etmeye itiyor beni. Pasif direniş gösteriyorum doğrudan olmasa da. Ah, keşke tam olarak anlatabilsem...
0
m e b
(21.02.18)
sebebi narsistik kişilik bozukluğu
0
merhum
(21.02.18)
Şindi, seni az çok tanıdığım için soruyu, "kişi haksız olduğunu bidiği halde niçin inat ediyor?" şeklinde algıladım (yanılıyorsam fena göt olurum, 'seniazçoktanıyorumlar' falan).

"Haksız olduğunu kabul etmek erdemdir" derler (erdem lafına da uyuz olurum). Kişi tartışma sonunda haksız olduğunu kabul ederse karşı tarafın egosunu beslemiş olur -ki bu da kendi egosunu zedeler. Yani, kişinin egosunu kontrol edebilmesi erdemli olabilmesini sağlar. Temelde olay ego savaşları bence. Kişi egosunu kontrol altında tutabildiği ölçüde inatçılık etmiyor zaten.
0
rahip janick
(21.02.18)
sevgili @üğpoıuy, bahsettiğim şey tam da @lazor'un dediği gibi "bana ne bana ne yemeği orda yemiycez, şurda yiycez” muhabbet. inatçılığı kararlılıktan ayrı tutabildim çünkü ayrı şeyler, aynı şey olsaydı ikisi için ayrı bir kelime kullanma ihtiyacı hissetmezdik. sevgili @rahip janick'in değindiği konuyla da ilgisi var, haksız olduğunu bildiği halde bir şeyi körü körüne istemek/savunmak da inatçılık, mantık dışı ya da makul olmayan şeyleri istemeyi/savunmayı sürdürmek de. inatçı olumsuz anlamlı bir sıfat, o yüzden kararlılıkla aynı şey olamaz. kararlılık olumlu bir sıfat, başkasının inanmadığı şeylere sen öznel olarak inanıp o işi sürdürebilirsin, bu kararlılıktır. ancak yaptığın o eylemin objektif olarak bir sonuca varmayacağı belliyse buna inatçılık denir. cümlen üzerinden gidelim, "Bence inat denen şey kararini sürdürme isteğidir."
bence ise inatçılık kararını doğru olmadığını bile bile sürdürme isteğidir.

ha, dersin ki kime göre objektif, kime göre mantıklı, neye göre makul; o zaman da derim ki duruma göre. çocuklarla iç içe olanlar bilir(acaba kimler??), sırf inadından yaparlar bazı şeyleri. bu kadar basit aslında, direkt çocuklardaki inatçılığı düşünebilirsin.

biriyle küsmek nesnel değerlendirilemeyecek, tamamen öznel bir konu; bu yüzden küs kalan biri illa inatçı olmak zorunda değildir. ama @zikardo'nun verdiği örnekteki evli çift küs kaldı olayı inatçılıktır. o insanla barışamıyorsan ayrılırsın, ayrılmıyorsan bir şekilde barışırsın; makul olan budur ve bunun makul olduğu su götürmezdir.
0
🌸Bruce
(21.02.18)
(12)

Yiyip yiyip kilo almayanlara bir sorum var.

m e b
Ben 173 boyunda, kilosu 58 olan (en azından birkaç ay önce öyleydim) erkek bir bireyim. Şu yaşıma kadar en fazla 63'ü görebildim yanlış hatırlamıyorsam. Her türlü abur cuburu zaman fark etmeksizin yiyorum, içiyorum. Ekmeği aşırı tüketiyorum, boğazım hiç boş kalmıyor. Üstelik hareketli bir yaşamım da
Ben 173 boyunda, kilosu 58 olan (en azından birkaç ay önce öyleydim) erkek bir bireyim. Şu yaşıma kadar en fazla 63'ü görebildim yanlış hatırlamıyorsam. Her türlü abur cuburu zaman fark etmeksizin yiyorum, içiyorum. Ekmeği aşırı tüketiyorum, boğazım hiç boş kalmıyor. Üstelik hareketli bir yaşamım da yok, sürekli evdeyim işsizlikten dolayı. Bütün bunlara bakınca tek sebep metabolizma hızı mı? Geçen aylarda kan testi yaptırmıştım başka bir sebeple. Doktor kan değerlerinin de gayet iyi olduğunu söyledi. Acaba kilo almamaya sebep olan bir şey olsaydı çıkardı herhalde, değil mi?

İşte sorum da bu noktada başlıyor. Siz de yiyip yiyip kilo almayan insanlardan iseniz bunun üstüne düştünüz mü? Bir sorununuz mu varmış? Benim açımdan sorun yok ama çubuk kraker dibi dolanıyorum etrafta. Her gören de "Sen çok mu zayıfladın? Eriyip gitmişsin." diyor, moralim bozuluyor.
0
m e b
(19.02.18)
Yiyip yiyip kilo almamak doğanın işleyişine ters bir durum, ihtiyacından fazla yiyorsan kilo alırsın, almıyorsan metabolik bir rahatsızlık vardır, ki bu da genelde hipertiroidi oluyor, sağlıklı bir durum değil yani. Sağlıklı bir insanın metabolik hızı öyle çok fark yaratmaz, yoğun kas kütlesi olan biriyle olmayan birinin metabolizma hızı en fazla 100-150 kalorilik bir fark yaratır.
0
angelus
(19.02.18)
iyi de en önemli veriyi yazmamışsın. kaç yaşındasın? 30'dan sonra konuşalım istersen.
0
sir gawain
(19.02.18)
Eskiden öyleydim ki çok deli yemek yerim öyle böyle değil.
Buna rağmen inceciktim, hiç kilo almıyordum.
Herkes kilo almam için doktora gitmemi tavsiye ediyordu.

Yukarıdaki arkadaşın annesinin teorisi bende kendini gösterdi yaş ilerleyince öyle bir aldım ki hala veremiyorum.
0
mutekebbir
(19.02.18)
@angelus: Teşekkür ederim, buna göre doktora girmeye çalışacağım.

@tiarwain: Niye yav? Çok mı kısayım?

@umutko: Başlığı okudum. "Hırsız" derken?
0
🌸m e b
(19.02.18)
@sir gawain: 28.
0
🌸m e b
(19.02.18)
Öyle bir şey yok. Ben 1.80'im, 55 kiloydum, vücut geliştirmeye başladım, ilk ay gainer toz kullandım, 8 kilo aldım bir ayda. İkinci ay toz kullanmadan o kiloyu korudum. Sonra kendi salaklığımdan sol ön kolu ve yine büyük ihtimalle kendi salaklığımdan midemi sakatladım. Yani kilo her türlü alınıyor ama sadece yiyip almak gibi bir planın varsa hiç alma zaten, direkt karnına gidecektir. Normal öğün yiyip karnını doyurmakla kilo alamazsın, ekstradan yemen ya da içmen gerek.

Zayıf olman da seni sağlıksız yapmıyor kesinlikle, görüntünü değiştirmek istiyorsan kilo almaya çalış sadece, sağlıklı olayım diye değil, yoksa olan sağlığını da bozabilirsin bkz: ben.
0
i was made for you
(19.02.18)
Ben de bayağı iyi yediğim halde kilo alamıyorum, insanlar beni açlıktan ölüyorum falan sanıyor. Sırf bu yüzden kaç kere doktora gittim onlarca tüp kan alındı envai çeşit test yapıldı sonuç olarak hiçbir şeyim yokmuş. Yaşım 30 bu arada. Metabolizman 25’ten sonra yavaşlar dediler ama sanki daha da hızlandı.
0
i m cool with that
(19.02.18)
Yiyip yiyip kilo alamayanlardan biri bendim. 185 boyunca 60 kilolarda dolanan biriydim. Sonra spora başladım. 67 oldum bırakmak zorunda kaldım. 64 e düştüm 4-5 ay sonra yine başladım. 72 leri gördüm yine bıraktım. 68 e düştüm 3-4 ay sonra yine başladım 75 oldum. Yine bıraktım 72 kere kadar düştüm. Yine 3-4 ay sonra başladım 77-78 leri gördüm. Hala devam ediyorum. Hedefim 82-85 olup bırakmak.
Aslında çok yediğimi sanıyordum spora başlayıncaya kadar. Spora başlayınca anladım az yediğini. Şuraya bi ton şey yazardım da gerek yok bence. Spora başlamalısın. Spor dediğim de Fitness.Her gün öğlen 300-400 gr tavuk göğsü ye diğer öğünleri de kaçırma sonra alacağın kiloya sen bile şaşırısın.
0
valarmurgulis
(19.02.18)
boy 183 kilo 80 yaş 31 (vay be 31 olduk)

1 senedir spor yapıyorum, o zamanlar 69 kiloydum. ben de metabolizmam hızlı diyordum herkese. artık insanların ne kadar zayıf olduğumu söylemesinden bıkmıştım, buna bir çare bulmalıydım artık.
hemen google'a girdim*(euhe) gainer denen ürün ile tanıştım. biraz araştırdıktan sonra bundan kullanmaya karar verdim. yanında da 20kg'lık bir dumbell seti aldım. spor salonuna hiç gitmedim bu süreçte. zaten zayıf olduğum için beni anca silah zoruyla sokabilirlerdi oraya.
hem kilo aldım hem de kollar, omuzlar ve göğüs bölgesi ağırlıklı çalıştığım için herkül gibi değil ama sağlam duran bir vücuda sahip oldum. bunlara şınav, mekik ve barfiks de ekleyince dışarıya sağlıklı bir imaj veriyorsun zaten. spor salonuna gitmeyi düşünmüyorum hala.
günde 2 öğün anca yiyen biriydim, 3-4 öğüne çıkardım bunu bu süreçte. meyve, çerez gırla gidiyor :)
yaşam kalitem %84,6 arttı. kıyafet alırken beğendiğim şeyi deniyorum ve cuk diye oturuyor.
100 tl'ye tişört alacağıma 10 tl'lik tişört giyiyorum ve çok şık duruyor. saygılar, sevgiler.
0
nocturness
(19.02.18)
Günlük rutinimi anlatayım. Zaten öğlen gibi kalkıyorum. Kahvaltımı hazırlıyorum. Kahvaltılıklar ve sosis, nugget gibi hazır yiyecekler yiyorum. Yarım ekmek bitiyor. Sonra sofradan kalkınca çekirdek, cips, kola gibi şeyler yiyorum. Sonra bir daha acıkıyorum. Bu sefer ekmek arası yapıyorum. Akşama yemeğinde de üç ayrı yemekten yiyorum bolca. Yarımdan fazla ekmek yine bitmiş oluyor. Daha sonra yatmadan önce yine acıkıyorum ve ekmek arası ya da tost yapıp yiyorum yatmadan önce. Süper sağlıklı beslenmiyorum ama öğün de atlamıyorum. Üstüne üstlük başkasında göbek yapacak her türlü şeyi de gırla yiyorum. Yani buna da yeterince yemek yemek denmese neye denir ki? :)
0
🌸m e b
(19.02.18)
Makarna, pilav, mantıyı dahi ekmeksiz yiyemem(kürt değilim-no offense-, yemek yemeyi seviyorum). Abur cubur, sağlıksız-sağlıklı, yağlı yiyecekler cabası. Hayatta 53'ten fazlasını görmedim, şu an 50 küloyum. Doktora gittim çünkü bana da gına geldi çubuk kraker gibi dolaşmaktan ve çubuk krakermişim gibi bakılmasından fakat tiroid ya da kanda hiçbir şey çıkmadı. Ben de metabolizma hızlılığına yordum. Spora başlamayı düşünüyorum.

Beslenme tarzın ile yaşam şekline benziyor benimki de. Yiyip yiyip yatıyorum ama kilo alamıyorum.
0
l arrache coeur
(19.02.18)
Hareketsiz durmamayi dene bence. Fitness yapmaya basla. Muhtemelen fark goreceksin.
Yiyip yiyip kilo almamak mumkun olmayacak bir sey degil. Herkesin metabolizmasi ayni degil. Bir de soyle bir durum var, genel olarak yag depolamis kilolu bir vucutta ayni zamanda metabolizma da yavasliyor. Zayif insanlarin metabolizmasi da hizli. Bunun istisnalari da olabilir tabii ki ama boyle bir durum var. Kaynagi bulamam simdi. Yani zayifsan yediginden kilo alman normal adama gore daha da zor.
Tekrar ediyorum spora basla. Hareketsiz kalman kilo alacagin anlamina gelmiyor. Aksine daha fazla hareket ederek kilo alabilirsin. Kaldi ki hareketsizlik sana kilo aldirsa bile ote yandan bir suru sorun cikarir. Hareketsizlik kotuluklerin anasi.

Bu arada sana "kilo almak da iyi degil yaa bosver boyle de iyisin" gibi seyler soyleyenleri sakin dinleme. Sana gerek yok derler ama kendileri asla senin gibi olmak istemezler. Yukaridaki arkadasin dedigi gibi cubuk kraker gibi dolasma ortalikta, ne yap yap normal kiloya ulas.
Doktora gideceksen de kalkip devlet hastanesine gitme.
0
stavro
(19.02.18)
(3)

Google Görseller neden sıkıntılı çıkıyor bende?

efreet sultan
Linkte de göreceğiniz üzere sanki 2005 yılının sonuçları gibi.Tarayıcıdandır belki dedim, başka tarayıcıdan baktım. onlarda da böyle. https://i.hizliresim.com/Vrr7Zj.png
Linkte de göreceğiniz üzere sanki 2005 yılının sonuçları gibi.

Tarayıcıdandır belki dedim, başka tarayıcıdan baktım. onlarda da böyle.

i.hizliresim.com
0
efreet sultan
(19.02.18)
Getty Images gibi oluşumların Google'a telif hakları sebebiyle baskı yapmasından dolayı artık Google görsellerde tam kalitede görseller çıkmayacak. Artık "Görüntüyü/resmi göster" butonu da aktif değil mesela.
0
m e b
(19.02.18)
Hatta şöyle bir başlık da var:
eksisozluk.com
0
m e b
(19.02.18)
google bu konuda bir orta yol bulmaya çalışıyormuş, önümüzdeki hafta kesinleşecek. çok fazla mağduriyet yaşanmış bu konuda.
0
semenderr
(20.02.18)
(10)

Size hediye alınan kitaba

Amaranta ursula
Merhaba Size hediye gelen kitaba not yazılmasından hoşlanır mısınız? Yıllardır insanlara kitap hediye ediyorum ama her hediye paketini hazırlayışta kararsızlik yaşıyorum ya not yazılmasını sevmezse diye. Kişisel görüşüm bana hediye gelen kitaba not yazılsın isterim nitekim sahaflardan aldığım kitapl
Merhaba

Size hediye gelen kitaba not yazılmasından hoşlanır mısınız?

Yıllardır insanlara kitap hediye ediyorum ama her hediye paketini hazırlayışta kararsızlik yaşıyorum ya not yazılmasını sevmezse diye. Kişisel görüşüm bana hediye gelen kitaba not yazılsın isterim nitekim sahaflardan aldığım kitaplarda benden evvel insanların yazdığı notları tarih şehir isim vs görmek hoşuma gider. Bana gelince birine hediye aldığım kitaba güzel bir iki cümle, tarih şehir ve isim eklerim.

Siz ne düşünüyorsunuz?
0
Amaranta ursula
(18.02.18)
Yazılsın ve yazmak isterim ben de.
0
attila
(18.02.18)
isterim tabii ki. arkadaşlarımdan gelen 3 adet hediye kitabım var. artık çok nadir görüşüp konuşabiliyoruz ama bazen elim bu kitaplara gidince o notu görünce inanılmaz seviniyorum.
0
blacksky
(18.02.18)
Yazılmasını isterim yıllar sonra açıp baktığımda hoşuma gider
0
hernezıkkımsa
(18.02.18)
Hoşlanmam. Kendim de ufacık bir çizgi dahi atmam kitaplarıma. İlla not yazılacaksa bir kartla kitabın içine koyulabilir bence.
0
ms brownstone
(18.02.18)
arkadaşım ön yüzünde brecht'e ait cümleler olan kartpostalın arkasına birşeyler yazıp kitabın sayfalarının arasına sıkıştırmıştı, hala saklarım. bu da bir yöntem olabilir
0
freebird5406_2
(18.02.18)
Şu ana dek hediye olarak verdiğim kitapların ilk sayfasına, kitaplardaki karakterlere de atıfta bulunarak not yazmışımdır arkadaşım için. Bana da yazılsa çok hoşuma gider.
0
m e b
(18.02.18)
kitap hediye ediyorsa not yazmasını da isterim.
0
pinkpeony
(18.02.18)
ben istemem sanırım ya, kitapların çizilmesini hiç sevmem. bana hediye edilen kitaplarda şu ana kadar hiç not yoktu ve olsun da istemezdim herhalde.
0
nundu
(18.02.18)
Şehir ve isim değil de güzel bir cümle hoş olabilir ilk sayfaya. Eğer kitabı vereceğiniz kişinin bundan hoşlanmama ihtimali varsa bir karta yazılabilir, o kitaba özel bir ayraç olarak kalır arasında.
0
pike
(19.02.18)
Hediye eden nasıl hissederse diyelim :)
0
EasyTiger
(15.04.18)
(8)

tutunamayanlar'ın sırrı ne?

mehmed resad
ben anlayamayanlardanım. sıkıcı buldum biraz fakat herkes övüyor övüyor övüyor övüyor. bazıları sırf popüler olduğu için, hatta okumadığı halde övüyor okumuş gibi. göremediğim ne var? seviyor musunuz? erken mi bıraktım acaba?
ben anlayamayanlardanım. sıkıcı buldum biraz fakat herkes övüyor övüyor övüyor övüyor. bazıları sırf popüler olduğu için, hatta okumadığı halde övüyor okumuş gibi. göremediğim ne var? seviyor musunuz? erken mi bıraktım acaba?
0
mehmed resad
(17.02.18)
tutunamayanlar'ın bir adı da ''okunamayanlar''dır. övenler sadece ismini biliyor.

bunlar hep popi
0
binder dandet
(17.02.18)
Kitapta bir isyan bölümü var. O kısmı bayağı sevmiştim. Türkçede o kadar uzun ve anlamlı cümleler kurabilen bir insanın yaşadığını bilmek beni mutlu etmişti. İşte benim dilim bu demiştim. Bence oradan kurtarıyor en başında.
0
dissendium
(17.02.18)
Okudum gayet güzeldi, bilinç akışı aqar. Ama kimse hiçbir kitabı beğenmek zorunda değil, bu ne dandik kitap lan demediğin sürece okumamanda ve beğenmemende bir sakınca yok.
0
i was made for you
(17.02.18)
Ben kitabi iki kere okudum. İlkinde 19 yaşındaydım, ikincisinde 27 falan. İlkinde hiç sevmemiştim, ikinci okuyuşumda hayran kaldım.

Kişisel zevkler bir yana sevmek ya da sevmemek kitabı tam anlamak ya da anlayamamakla alakalı sanırım. Bunun da yaş ve yaşanmışlıkla alakası olabilir benim durumumdaki gibi.

Siz erken bırakmış değil erken okumuş olabilirsiniz. Birkaç sene sonra tekrar deneyin.
0
buff
(17.02.18)
İlk önce postmodernizmi özümseyin.
0
iddaaci
(17.02.18)
tutunamayanları anlamak için ciddi bir okuyucu olmak gerekiyor. kitabı sadece okumamak, etkilendiği yazın ve anlatım biçimlerini irdelemek falan gerekiyor.

tutunamayanları anlamak için tutunamayanları inceleyen makale ve kitapları okuyun. eski türk edebiyatının hicivlerinden, warren&wellek'in anlattığı anlatım biçimlerinden, oyun kavramından nasıl yararlandığını o zaman görebilirsiniz.
0
lesmiserables
(17.02.18)
Hani son bir-iki yılda "Söyle ona Sebastian, ben vazgeçtim mi tam vazgeçerim, ekmekten sudan vazgeçer gibi!" kıroluklar türemişti ya sosyal medyada, işte Facebook'ta da
-Biz nerede hata yaptık Olric?
+Herkesi kendiniz gibi sandığınız için efendimiz.

-Apple mı, Samsung mu Olric?
+Apple daha stabil efendimiz.


gibi kitapta geçen ya da geçmeyen Turgut-Olric diyalog furyası almış başını gitmişti. Millet de ekmeğini yiyeceği bir şey olarak atlıyordu tabii. Yediden yetmişe herkesin "Başucu kitabım" demesine de inanmıyorum.
0
m e b
(17.02.18)
Bilmiyorum ki okumadim. Ama "bu ne dandik kitap lan" demekte de sakinca yok bence. Neden sakinca olsun ki?
0
stavro
(17.02.18)
(2)

Yunanca pop bir şarkı

mhmtt
2017 yıllarında tüm Yunanistan da çalan bir şarkı. Söyleyen kadın nakaratı eller havaya şeklinde geçiyor. Youtube ta hep eski şarkıları bulabildim. Var mıdır bilen yardımcı olacak?
2017 yıllarında tüm Yunanistan da çalan bir şarkı. Söyleyen kadın nakaratı eller havaya şeklinde geçiyor. Youtube ta hep eski şarkıları bulabildim. Var mıdır bilen yardımcı olacak?
0
mhmtt
(16.02.18)
Şurada Yunanistan'ı en çok dinlenilen şarkı listesi var hafta hafta. Tarihi değiştirerek bulunabilir belki:
top40-charts.com
0
m e b
(16.02.18)
Yunanda yasiyorum. Yunanca cok az biliyorum. sozlerini azcik hatirliyorsaniz bulabiliriz belki. sesini kaydederseniz yunan arkadaslara da sorabilirim
0
supergirl
(16.02.18)
(8)

İşe gidip gelirken..

herşeyi soran adam
Selam dostlarİşe gidip gelirken boşa geçen minimum 2 saatim var.Boşa geçen zaman canımı çok sıkıyor.Kitap da okuyamıyorum arabada.Neler yapabiliriz güzel güzel?Bi beyin fırtınası yapsak..Haydi!!
Selam dostlar

İşe gidip gelirken boşa geçen minimum 2 saatim var.
Boşa geçen zaman canımı çok sıkıyor.

Kitap da okuyamıyorum arabada.

Neler yapabiliriz güzel güzel?

Bi beyin fırtınası yapsak..

Haydi!!
0
herşeyi soran adam
(15.02.18)
arabada demişim.
‘Serviste’ demek istedim.
0
🌸herşeyi soran adam
(15.02.18)
Podcast.
0
angelus
(15.02.18)
Sesli kitap ya da Pimsleur gibi dinlemeye dayalı dil öğrenme setleri olabilir.
0
m e b
(15.02.18)
Ben sesli kitap dinliyorum. Ağır kitaplar sesli olmuyor aban. Örneğin, Kozmos sesli olunca hazmedemiyorum da, böyle akıcı ve polisiye romanları seviyorum ve onları dinliyorum yolda. Hatta, tek yön iki saatlik yol bittiğinde “Ya çok heyecanlı yerdeyiz, şimdi inilir mi” demişliğim bile var.

Öncesinde radyo tiyatrosu dinliyordum. Onlar da güzel aslında ama bazen görüntü olmadığı için her şeyi sesli belirtince garip geliyor. Bazılarında “Aaa şu karşıdan gelen orta yaşlı, tıknaz ve burnundan kıl aldırmaz gibi duran adam, Hannah’nın kocası Albert değil mi” gibi cümleler arada komik gelse de her oyunda yok ve bazı oyunlar gerçekten güzel.
0
aychovsky
(15.02.18)
ben olsam uyurdum.
0
sta
(15.02.18)
dostlar
çok güzel öneriler geldi
Teşekkürler

Peki, dinlediğiniz şeylerin isimlerini de paylaşabilir misiniz?
Hangi Podcast’ler hangi tiyatrolar ve sesli kitaplar..

Çok iyisiniz sağolun
0
🌸herşeyi soran adam
(15.02.18)
Lumosity indirip oyun oynayabilirsin
0
soyut park
(15.02.18)
Ben radio tiyatrosunda sundan faydalanmistim.
entelaylak.com
Kitap olarak da Harlan Coban kitaplarini seviyorum. Genelde de seviyorum, eger iyi biri seslendirmisse de sesli kitabi da akici oluyor.
0
aychovsky
(15.02.18)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.